28 Eylül 2014 Pazar

Pazar

Klasik pazar. Kahvaltı sonrası ortalık toplamaca. Çamaşır makinesi sesine eşlik eden elektrik süpürgesi. Şimdi de Üzüm kızla oturmaca. Biraz kitap, biraz internet. Sonra yine iş, güç. Yemek hazırlığı, hafta içine bir tencere de olsa fazladan yemek pişirmece. Ütü, banyo, çamaşır katlamaca. 

Migros, hayvanları koruma gününe özel geleneksel %50 indirimini yapmış mamalarda. Sokak hayvanları için stok zamanı. Kedilerimizi, köpeklerimizi sevelim, aman da ne şirinmiş yapalım, hayvanları koruma gününde danaları, koyunları keselim, yüzelim, kavuralım, buzluklara atalım.  Çok hayvanseveriz vesselam. 

Ertesi gün Pazartesi diye Pazar gününden nefret edip, tüm bir tatil gününü stresli geçirmek ne salakça bişi. Evet, ama aynen böyle oluyorum pazar günleri. Gideyim de çamaşırları sereyim en iyisi. 

16 yorum :

  1. ne de güzel özetlemişssin altı gün işe gidicem diye tatilin tadını çıkaramayanlardanım bende :/

    YanıtlaSil
  2. Ama cuma yarim gun?
    Benim tesellim de bu. pazar gunlerinin stresinden tum gun yatarak kacabiliyorum. Bisiklete binilebilen bir sehirde olsaydim, disarida olabilirdim belki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aman Jardzy, şu kurban olayı olmasaydı da cumartesi pazar da çalışmaya razıyım ben. Resmen krize giriyorum, bir ay öncesinden sinir stresi basıyor, psikolojim bozuluyor.

      Sil
  3. Umarım Migros indirimini kaçırmamışımdır..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaçırmadın, devam ediyor ama ne zaman son gün bilemiyorum. Ben de dün akşam aldım ama bakmadım son gününe.

      Sil
  4. Dünyayı tek başına değiştiremezsin. Doğru olanı kendin yaptığın sürece, bu stresi yaşamak kendine zarar verir.
    Bu ayrıca birkaç dinin gerektirdiği bir uygulama. Toplu bir inanca karşı savaşamazsın.
    Ben son birkaç senedir, bayramda brokoli veya karnabahar kesiyorum. Kendine zarar verme.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Ben tek başıma ne yapabilirim ki" denilir ve tüm haksızlıklara, şiddete, yanlışa ve çirkine karşı sessiz kalınırsa elbette ki hiçbir şey değişmez. Herkes aynı şeyi düşünüyorsa, güzel bir dünya yaratabilecekken bok çukurunda debelenir gideriz be Jardzy. Kendime zarar vermeme konusunda haklısın gerçi. "Değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenme gücü ver" diye bir dua mı vardı?

      Sil
    2. Bok çukurunda sen debelenmiyorsun ki, blogunda görünür üye sayısı ile 97 görünmeyenle belki daha fazlasına zaten fikirlerini aktarabiliyorsun. Bak, benim değişimime sebep oldun. Demek ki savaşıyorsun ve küçük de olsa zaferlerin var. Ben senin zaferinim! Önüme et geldiğinde, "hayvan bu" diyebiliyorum.

      Böyle bir durumda, yine de krize girmek, stres yaşamak gibi durumları kontrol altına almalısın diyorum. Öfkeyle savaş kazanılmaz :D
      (bu yazdıklarımı kendim de okumalıyım ve uygulamalıyım, kendimden biliyorum)
      İnsan sakin kafayla oturup düşününce, aslında her güce vakıf oluyor.
      Geçen hafta bir konuda delirdim. Allahım, ağlama krizleri, telefonlarda saatlerce konuşmalar (ki hiç sevmem). Sabah daha sakindim ve öğleden sonra krize girdiğim konunun aslında konu olmadığını ve güvende olduğumu gördüm. Bütün gece kendimi kahretmişim ve işte şimdi hastayım!! Bu tür olumsuz düşünceler insanları hasta ediyor. Bundan eminim.
      Bu aralar sıklıkla hasta olmamın sebebi de bu. Beni örnek al :) Benim yaptığımı yapma. Miv.

      Sil
    3. İşte bak böyle şeyler olunca sevinçten ağlamak istiyorum :) Miuwww ;)
      Tamam değiştirebileceklerimi değiştireceğim, değiştiremeyeceklerimi takmayacağım, seni örnek alıcam.

      Sil
  5. Benim Ayşe'ye biraz önce bir teklifim oldu.

    Öğretmenlik kutsal meslek ise, öğretmenler de kutsaldır.
    Dolayısı ile Yunus'un öğretmeni gibi "kutsal"ları, kurban bayramında kurban etmeliyiz, bir hayırları dokunur böylece!!!

    YanıtlaSil
  6. Pazar günleri iş yapmaktan nefret ederim ve ekseriyetle kaçarım...Cumartesi günü yapamadıysam bile yapmam, bırak ne hali varsa görsün ev derim. Hatta pazartesi akşam yapmayı bile göze alırım, o derece yani :)
    Pazar benim için tek kutsal gün galiba :)

    YanıtlaSil
  7. Pazar günü sendromu biraz da çalışan annelerden kaynaklanıyor sanırım. Cmts de çalışan annemin terliklerimize kadar her şeyi yıkayıp temizlemek için bir pazar günü oluyordu.. Şimdi ben de bir pazar günü aman efendim ne dinlendim ne yayıldım bugün, ne pazar yaptık yahuuu diye geçiremiyorum.. Evde sürekli bir 'vuğultu'.. Çamaşır, bulaşık makinesi, elektrikli süpürge vuğultusu.. Ütü buharu vuğultusu ve tabii benim 'vuuuu yapacak çok iş var' ve 'vuuu ne yoruldum' vuğultularım =)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...