27 Şubat 2020 Perşembe

Yaşlılık, hastalık ve Üzüm hakkında...

Eşimle evlenmeden 4 ay önce karşılaştı yollarımız Üzüm'le. İlk görüşte aşk :D Şu an tam 11 yaşında kızım. 

Tekrarlayan kaşıntı problemleri, çene aknesi gibi problemlerimiz sürekli vardı ama ciddi bir hastalığı olmadı hiç. 2 ay önce aniden yere yığıldı, dilini dışarı çıkarıp acı acı miyavlamaya nefes alamamaya başladı. Kalp krizi olduğunu düşündüm. Ne yapacağını da bilemiyorsun, çaresizce izlemekten ve geçmesini istemekten başka. Sabaha kadar zor nefes aldı, kusmaya çalışır gibi öksürdü defalarca. Sabah hemen veterinere gittik. Ciğerlerini dinledi ve ciğerlerinin sesinden kalp atışını duyamadığını söyledi veteriner. O kadar kötü durumdaymış ciğerler. Röntgen çekildi, evet durum vahimdi. Kalması gerekli dedi. 

11 yıl hiç ayrılmadı bizden, evinden. Çok zor geldi. Eve dönüp kapıyı açtığımızda Üzüm karşılamayınca bizi boşaldı içim. Ev onsuz bomboştu. Ertesi gün veterineri aradı, daha da kötüleştiğini, durumunun kritik olduğunu söyledi. Hemen koştum yanına. Gördüğümde berbat durumdaydı, ölüyordu. Öyle acıydı ki, o akşamı çıkarmayacağını düşündüm, veterineri de zaten umutsuz konuştu. 24 saat açık başka bir kliniğe yönlendirildik. Bir hafta yoğun bakımda kaldı. Biz de başında bekledik eşimle sürekli. Bizi görmesinin, yanında olmamızın stresini azalttığını gördüm. Zaten o yokken evde olmak çok zorluyordu beni. Onsuz uyumak hele. Alışmışım üstümde koca götünün ağırlığıyla uyumaya, rahatsız olmasın diye kıpırdamamaktan oramın buramın uyuşmasına. Gün gün daha iyi oldu soluk alıp verişi. Küvez gibi bir ünitenin içinde kaldı 1 hafta boyunca. 8. günün sonunda tekrar röntgeni çekildi ve taburcu olduk. 

Son röntgende arka patilerinin de çekilmesini istedim çünkü son zamanlarda arka patilerde güç kaybı, yürürken bir tuhaflık görüyordum. Özellikle uykudan kalktığında sarhoş gibi oluyordu. Ve ordan da kötü haberle karşılaştık. Kalça displazisi olduğunu söyledi veteriner. Ameliyat şu an için öneremem çünkü ciddi bir sağlık sorunu atlattı dedi. Ağrıları olabilir, hareket etmek istemeyebilir bu süreçte dedi. Takviye edici ürünler kullanabilirsiniz ama tedavi etmeyecek bunlar dedi. Şu an Glycoflex markasının eklem destekleyici çiğneme tabletini kullanıyoruz. Ayrıca Solgar'ın balık yağını veriyorum her gün. Çiğneme tabletini yedirmek konusunda endişeliydim ama çok severek yiyor. 1 ay boyunca günde 2 tablet kullandık, şu anda günde 1 tabletle devam ediyoruz. Balık yağını da çok az yaş mamanın üzerine sıkıyorum kapsülü delip. Gözle görülür bir etkisi olmadı ikisinin de bence. Yürüyüşü hala aynı, güçsüzlük var. Ve zaman zaman ağrıları yüzünden aşırı hırçınlaşıyor. Saldırıyor durduk yerde bize. Hareketsiz, sürekli uyuyor. Balık yağı tüy dökülmesini inanılmaz azalttı yalnız. Kesinlikle öneriyorum. 

Ciğerleri için evde parfüm, parfümlü temizlik ürünleri, sigara, sprey gibi maddeler kesinlikle kullanılmayacak, ev sürekli havalandırılacak. Zaten ciğerleri kötü dendiğinde kendimi o kadar kötü hissettim ki. Mutfakta ve tuvalette sigara içiyorduk biz. O kadar vicdan azabı çektim ki anlatamam. Minicik ciğerlerine biz zarar vermiştik. O an sigarayı bıraktım ve hala içmiyorum. Eşim de evde içmiyor artık. 

Normal tuvalete de geri döndük artık. Klozete çıkmak onu zorlamasın diye kuma geri dönme kararı aldık. Üzüm de çok mutlu oldu kumuna kavuştuğuna. Eşeleyip duruyor yavrum.

Yaşlılık kötü bir şey ya. Sevdiklerinin yaşlılığını görmek de, yaşlanmak da. Üzüm artık yaşlı bir kız. Hayatıma girdiği ilk andan bu zamana kadar her anına şükrettim. Hep mutlu etti varlığıyla beni. İyi olması, huzurlu ve sağlıklı olması için yapamayacağım şey yok. Ama belli bir yaştan sonra da eskisi gibi olması mümkün olmuyor işte. Üzücü bir durum bu. Bir şey yapamamak, artık günden güne kötü olacağını bilmek. Ama yaşam böyle işte. Doğum ölüm arasındaki kısacık süreyi nasıl geçirdiğimiz önemli olan. 

26 Şubat 2020 Çarşamba

Yeniden Merhaba...

Görsel şuradan
Caaağnım blog yeniden merhaba. Yine uzun bir aradan sonra niyetlendim dönmeye. Bırakmamda bir sürü sebep vardı aslında ama en büyük sebep sanırım laptopun bozulmasıydı. Ee yeni bir laptop almışken neden yazmayayım. Sosyal ağlarda fazla vakit harcayan biri değilim, kendi adıma ait bir hesabım bile yoktur yani. Üzümün adına açılan instagram hesabım ve gündemi takip etmek adına alınmış bir twitter hesabım var. Kendi adıma açtığım facebook hesabını kapatalı uzun zaman oldu. Burası tüm diğer kısa soluklu şipşak sosyal alemin yanında çok daha kalıcı, uzun soluklu bir yer. O yüzden seviyorum ve dönüp dolaşıp geri geliyorum sanırım. Yazmadaki istikrarımı koruyamasam da blog kalitesini diğer ağlara değişmem. 

Dün akşam biraz bakındım hala yazanlar var mı diye. Neredeyse 2 yıl olmuş girmeyeli. Küçük Joe ve Ceren'i gördüm, eskiye yönelik tüm yazılarını okumak istiyorum bir an önce. Sonra yine okuduklarımdan, izlediklerimden, küçük hayatımın minik mutluluklarından ve gıcık olduklarımdan bahsetmeye uğrarım. 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...