19 mayıs tatilinde İnciraltı Kent Ormanına gittik. Giderken yanıma kitap almıştım ama aklıma Kirpinin Zarafeti düştü bir kere. Uzun yıllar sonra ilk defa kitapçıdan kitap aldım. İnternetteki fiyatından 5 lira fazla. Önce bisiklete bindim, sonra balık tutan eşimin yanında sahilde kitabımı okudum.
Haftasonu keyifsizdim. Eşimle çok gereksiz ama bir o kadar da canımı sıkan bir tartışma yaşadık. Evden çıkmadım. O balığa gitti her zamanki gibi. Ben de kitap okudum.
Keyifsiz hafta sonumu keyifli hale çeviren kitap "Kirpinin Zarafeti" idi. İlk defa kitaptan uyarlanan bir filmi çok başarılı bulduğumu söyleyebilirim. İki detay dışında çok fark yoktu kitapla film arasında. Renee'nin kız kardeşinin yaşadıkları ve Renee üzerindeki etkisi filmde hiç anlatılmamış. Ve Paloma, filmde babasının eski kamerasıyla çektiği filme aktarırken düşüncelerini, kitapta günlük tutarak aktarıyor. Bu iki fark dışında filmin kitabı çok iyi aktardığını düşünüyorum.
Müthiş süpürgemizle evi süpürdüm, çamaşır katladım, mercimekli bulgur pilavı yaptım, ali expressten aldığım iki posteri çerçeveledim. Bunlar dışında kalan tüm zamanlarda okudum, okudum, okudum. Okumanın beni şimdiki zamandan çıkarıp, başka boyutlara taşımasını seviyorum. Başka ülkelere, başka hayatlara götürmesini, hayata başka gözlerden baktırmasını seviyorum. Canın mı sıkıldı, aç kapağını kitabın, izin ver götürsün seni başka diyarlara.