30 Kasım 2016 Çarşamba

Yeniden merhaba...


6 ay olmuş yazmayalı. Bu şirin mi şirin görseldeki gibi rüzgarda savurulup gidiyormuşum gibi geliyor bazen. Bu sene çok çabuk geçmedi mi? Artık zaman daha çabuk geçiyor sanki. Yaşlanma belirtilerinden biri de bu sanırım. Zamanın daha hızlı geçiyormuş gibi hissedilmesi...

Çok mühim değişikliklerin olmadığı bir 6 aydı benim için. Yaşadığım her gün, çevremde sayıca az da olsa, sevdiğim insanların olması, sağlıkla alınan her nefes değerli ve muhteşem ama 2016 benim için sıradandan öteye geçmeyen bir yıl oldu. Ve sanırım nasıl geçtiğini anlamadığım bir yıl. En hızlı yıl unvanını veriyorum 2016'ya.  Görüşmeyeli değişen hiçbir şey yok yani anlayacağınız hayatımda. Hala çocuk sahibi olmayı reddeden eksik bir kadınım, Üzüm kızım  şükürler olsun ki hala bizimle, hala iş ev arası gidip gelmelerle harcıyoruz ömrü işte. İş hayatımdaki ufak değişikliği hiçe saymak da olmaz tabi. Müdür vekilliği verildi bana, teselli ikramiyesi olarak. Yaşadıklarımdan sonra artık gözümde çok da kıymeti olmadığından önemsemiyorum bu durumu. Ama şu var, şu an iş hayatımın en huzurlu dönemini yaşıyorum sanırım. 

Buraya hiç uğramadım, yazılanları hiç okumadım :( Ve Küçük Joe'nun dürtmeleri olmasa sanırım hiç açmayacaktım. Kopuşun sebebi tam olarak şu diyebileceğim bir şey de yok. Önceden,yazdıklarınızı okumak, burada bir şeyler paylaşmak çok mutlu ediyordu beni. Belki hala edecek, yazsam, okusam. Ama nedenini bilmiyorum işte. Olmuyor. Belki ülke gündeminden, yazacaklarımı, yaşadıklarımı önemsiz hissetmekten. Ülke bu durumdayken ben nelerden bahsediyorum, nelere takılıyorum hissi yazmamı zorlaştırıyor belki. Bilmiyorum işte... En azından okuduklarımı yazsaydım pişmanlığı yaşamıyor değilim. Buraya büyük oranda bu amaçla yazmaya başladım zaten. Okuduklarımın kaydını tutmak için. Neyse belki ufak ufak yazarım bir şeyler yine. Şimdilik bu kadar olsun.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...