27 Haziran 2020 Cumartesi

Annem

Annem öldü. Bugün tam 1 ay oldu. Yoğun bakımda 2 ayını doldurduğu gün kaybettik. Sürekli bir sorgulama halindeyim. Neden böyle oldu, başka bir şey yapılabilir miydi, başka türlü olsaydı sonuç değişir miydi, nereden bulaştı, etrafındaki hiç kimse neden etkilenmedi, gerçekten bu virüs mi onu bu hale getirdi, ihmal var mıydı. Biliyorum bunları sorgulamak hiçbir işe yaramayacak ama elimde değil. Hayatım eski ritmine dönemeyecek şekilde değişti. Aklımın arka planında sürekli çakılı kalan annemin gasılhanedeki hali. Nerede olursam olayım, ne yaparsam yapayım silinmeyen bir fotoğraf. 

Hareketli, durmak bilmeyen, çalışkan bir kadındı annem. Muhtaç olmadan, fazla yaşlanmadan ölmek istiyorum derdi hep. 95 yaşındaki dedeme bakıyordu yıllardır. Muhtaç olmadı, fazla yaşamadı. 

Tek mutlu olduğu yer, bomboş bir arsayken aldığı, yemyeşil yapıp ortasına prefabrik bir ev yaptırdığı bahçesiydi.  Günlüklerini bulduk okuduk. Benim cennetim burası yazmış. Bahçeye her gittiğimizde yakınındaki mezarlıktan geçerken beni buraya gömün derdi. Orada yatıyor şimdi.

Sabahları uyandığımda gerçek mi bu yaşadıklarım yoksa rüya mıydı karmaşası. Hastaneye yattığı tarihten itibaren süren bir kabus. Her gün hastaneden haber beklemek, günden güne değişen, bir iyileşen bir kötüleşen sağlık durumuyla alt üst olan psikolojimiz. Ve son günleri... Gün içinde kötü haber vermek için tekrar arayabilirim, hazırlıklı olun diyen doktorlar. Her çalan telefondan korkmak, her telefonla kalp ritminin değişmesi... Öldüğü gün, hastaneye gidişimiz, defnetmemiz, ben değil de başkası yaşamış gibi. 

2 ay... Çoğu zaman uyutuldu biliyorum ama kendine geldiği anlarda ne düşündü, acı çekti mi, yalnızdı hep, göremedik, elinden tutup geçecek diyemedik, destek olamadık. Ses kaydı doldurduk ablamlarla, hemşirelere verdik, son zamanlarında dinlettiler bizi. Duydu mu dediklerimizi, algıladı mı, bilmiyoruz.  

Ben nasılım? İçimden bir şeyleri koparıp almışlar gibiyim. Çoğu zaman istesem de ağlayamıyorum, bazen de tutamıyorum kendimi sel gibi boşalıyor içim. 

Şeker portakalından bir alıntı göndermişti ablam.

-Acılarım kaç gün sürecek Portuga?
-En fazla 40 gün.
-40 gün sonra geçecek mi?
-Hayır alışacaksın.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...