13 Mart 2020 Cuma

Ergenlik üzerine...

Cumartesi eşimin akrabası ve ailesini görmeye gitmiştik. Akrabaları 15 yaşındaki kızlarıyla sorun yaşıyorlar. Ergenlik gerçekten katlanılması zor ve oldukça yıpratıcı bir dönem aileler için. Ablam ve yeğenimle de bu süreci yakından gördüm ve ne kadar zor olduğunu biliyorum. Yüksek lisansım sırasında birkaç ay kadar bir lisede staj yapmışlığım da var. Zaten o süreç öğretmenliğe geçme konusundaki tüm tereddütlerimi giderdi. Yapamayacağımı anladım. Hiçbir şekilde dinlemeyen, anlamaya çalışmayan, sadece kendine odaklı yaşayan, ilgi ve beğeni odaklı, sorumluluk alamayan, almak da istemeyen, hiçbir zorluğa katlanmadan rahat bir yaşam talep eden, donanımsız ve bomboş gençler çoğunlukta maalesef. Ve aileler gerçekten nasıl davranacaklarını bilemiyor. Ablam kaç psikiyatriste gitti, kaç kez destek aldı hatırlamıyorum. Sert çıksan hiç olmaz, konuşsan değişen bir şey olmaması insanı çıldırtıyor. Ağzının üstüne elinin tersiyle çakası geliyor insanın ama yapamıyorsun işte. Yok psikolojisi bozulur, aman evden kaçar, gider. Alttan ala ala tepene çıkartıyorsun, sonra gelip o senin ağzına ediyor.

Çok klasik bir söylem olacak belki ama bizim zamanımızda bu denli vahim değildi durum. Kuşaklar arası değişim elbette ki olacak, kaçınılmaz bir şey ve gerekli de zaten. Teknolojinin hızla gelişmesi son yüzyılda dünyayı her şeyiyle değiştirdi, 4,5 milyar yaşındaki dünyamız son yüzyılda inanılmaz değişimlere sahne oldu. Kaldı ki, böyle hızlı bir gelişmenin sosyolojik, psikolojik etkilerinin olmaması mümkün değil. Ben 81 doğumluyum ve bizim kuşağımızın çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Hızlı gelişme öncesi dönemi de biliyoruz, sonrasını da. Merdaneli yürüyen çamaşır makinelerini de biliyoruz, atariyi de, jetonlu telefon kulübelerinde sıra da bekledik (sonra kartlı oldu bunlar - ki kartın hilesini yapıp sınırsız konuşmuşluğum vardır üniversite yıllarımda-), cep telefonları çıkınca çaldır kapat devrini de yaşadık, mektup da yazdık, gece yarılarına kadar sokaklarda özgürce korkusuzca oyunlar da oynadık.

Kendimin ve yaşıtlarımın ergenliğini düşünüyorum. Ben çevremdeki çoğunluğa göre farklıyım bunu biliyorum. O yaşlarda da öyleydi durumum. Mutsuz bir ergendim çoğu zaman. Dünyanın durumuna, toplumsal olaylara, insanların tavırlarına, hayvanlara ve hemen her şeye kafayı takar, değiştiremeyeceğim şeyler için kendimi yıpratır dururdum. Sürekli okuyordum, hayatımın en fazla kitap okuduğum dönemi lise yıllarımdır. Okulun yanında kütüphane vardı, sömürmüştüm resmen. Derslerde arka taraflara çekilir, kitap okurdum sürekli. Dünyaya bakışımın, din hakkında görüşlerimin oturduğu dönemdi. Kutsal kitapları ve din üzerine pek çok araştırma okumuştum. Asiydim evet, kuralları zorlamayı da seviyordum ama aileme karşı sorumsuz ve bencilce davrandığımı ya da saygısızlık yapıp onları üzdüğümü hatırlamıyorum.  Lisede Özlem Tekin modasına uyup görüp kafamın yarısını kazıtmışlığım var, tabi sonra okulda epey sıkıntı yaşamıştım müdüriyetle.

Arkadaşlarımızla otostopla gezerdik Çeşme, Gümüldür, Kuşadası... Şimdi yol kenarında görünce otostop çekenleri bir gülümse yerleşiyor yüzüme. Güzel günlerdi. 

Bu hızlı değişim ve teknolojik gelişme bence insanlığın zihinsel gelişiminin geride kalmasına neden oldu. O kadar hızlı ilerledi ki her şey, düşünsel ve duygusal açıdan gerisinde kaldı insanlık bu gelişmenin.  

Anne olsaydım nasıl bir anne olurdum bilemiyorum ama birine öğüt vermek, değiştirmeye çalışmak bana göre değil. Hele ki karşımda umursamaz bakışlarla "uf ne anlatıyo bu ya" bakışıyla bakan bir ergen varsa. Herkes ne hali varsa onu görmeli, yaşamalı bence. Zaten başka türlüsü olmuyor. Senin demenle karşındakinin bakışı, davranışı değişmiyor. İlla ki herkes deneyimleyerek, yaşayarak öğrenecek. Çünkü o yaşlarda zaten her şeyin en doğrusunu en mükemmelini onlar biliyor, senin söylediklerini algılamayı geçtim sesin kulak zarından içeri girip algı kapılarına bile dayanamadan uzay boşluğunda kaybolup gidiyor. Ha şunu da demiyorum saldım çayıra mevlam kayıra yapalım. Ama ergenliğe gelinene kadar bireyin karakterinde bir şeyleri oturtamadıysanız zaten çok geç kalınmış oluyor değiştirebilmek için. Ve o yaşta yapacağınız ya da inatla yapmaya çalıştığınız her şey ters tepiyor.  

Bu vesileyle ergen yaşta evladı olan tüm ebeveynlere bol bol sabır diliyorum efenim. Görüşmek üzere.

2 yorum :

  1. Bi ürperme geldi :P Yok yok var daha....
    Fakat şunu söylemek isterim, ergeninden (kedisinden der gibi oldu) bir defa bile "senden nefret ediyoruuum" baaaam diye kapı çarpma efekti duymamış olan varsa, o evde bi sorun vardır derdi bir psikopati hocamız, bilmiyorum doğru mu, görüciyz :D

    YanıtlaSil
  2. Bir arkadasimin bekar ve kizini da pek zaptedemeyen komsusu...Kiz yarim akillilar icin pek de tekin olmayan genclik yaz festivallerinden birine bir baska sehre gitme icin bir suredir caz yapiyor ve anne razi degil. Ama yine de arkadaslariyla organizasyon yapmis yola cikacaklar o aksam , anne aglamakli hatta agliyor galiba ,ikna cabalarina devam ediyor, kiz da laaaaalaaaaalaaaaa laaaaa laaaaa laaa modunda son hazirliklarini yapiyor....Dehset verici

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...