10 Haziran 2018 Pazar

Döndüm, dönüyorum, döneceğim...

Zaman zaman girip çıkıp okuyorum blogları. Hadi bu sefer ben de yazayım diyorum her seferinde. Ama cıks. Olmuyor. İş dışında neredeyse her dakika elimizde telefonlar. Boş boş bakıyoruz çoğu zaman. Bir şey katmayan şeyler. Ama blog öyle mi yaa. Blog gibisi yok bence. Ee ne diye yazmıyorum o zaman, işte onu ben de çözemedim. Önceden ne kadar da istikrarlıydım halbuki :( 



Son zamanlarda yeni bir hobi edindim. Puzzle :) 1000 parçalık zor bir puzzle ile başladım hem de. Şimdiye kadar da 3 tanesini bitirdim. Çok güzel kafa boşaltıyor tavsiye ederim. Şahsen yaparken hiçbir şey düşünmüyorum. İyi geliyor. Her parça bulduğunda yaşadığın mutluluksa cabası. 1000 parça mutluluk kutusu kısaca. Bakınız yan taraftaki ilk yaptığım puzzle. Şu anda çerçevelenmiş bir şekilde duvarımızda asılı. İkinci yaptığım Atatürk'lü puzzle iş yerimde asılı. Ve üçüncü bayramda kayınvalideme götürmek üzere hazırda bekliyor. Yaa böyle de bir gelinim işte :P Bence çok güzel bir hediye. Emek verilmiş, özenilmiş. Hem de keyif alıyorum yaparken. Kazan kazan durumu yani.

Çevremde gördüğüm kadarıyla seçim için bir umut havası var. Bense hiiiiç boş yere umutlanmıyorum artık. Çünkü ne olursa olsun bırakmayacağını, gitmeyeceğini biliyorum. Referandumda gördük ne olduğunu. Seçim falan göstermelik bana göre artık. Bende durum ahanda bu kadar karamsar işte. Hayır, distopik kitaplar okuduğumdan falan da değil. Gerçekçiyim sadece. Ha keşke bir mucize olsa. Ama işte bence bunun adı artık mucize. Ve evet, eskisi gibi kafama takmıyorum. Haber izlemiyorum, gündemi takip etmiyorum. Kendi akıl sağlığım için bunları yapmanın elzem olduğunu düşünüyorum. Önceki seçim sonrası yazılarımda da yazdığım gibi değiştiremeyeceğim şeyler için üzülmekten, kendimi harap etmekten vazgeçtim. Kurunun yanındaki yaş olarak hayatıma devam ediyorum işte. 

İş konusundaki durumlarım fena gitmiyor. Çok emek vererek terfi ettim biliyorsun. Şu an memnun musun dersen, evet memnunum. Ama şöyle de bir gerçek var ki, bir yerde yönetici pozisyonunda olmanın en zor yanı insanları idare etmek. Benim için en başından beri bir amirde olması gereken ilk sıfat adil olmasıydı. Elimden geldiğince öyle olmaya çalışıyorum. İlk zamanlarda çok zorlandım ki bunun da sebeplerini detaylıca anlatmak istiyorum aslında bi ara. 

Dün yazayım diye girdim aslında. Sonra bi foto atmak istedim telefondan. Sonra hadi dedim telefondaki tüm fotolarımı atayım bilgisayarıma. Sonra bilgisayardaki fotoları klasörlere sınıflandırayım dedim. Sonra onlara dalıp gittim falan derken kaldı. Yazmak istiyorum artık, yazacağım, yazacağım.

9 yorum :

  1. Bence de dönmelisiniz, yazılarınız keyifli. Puzzle sabır işi, bunu yapabilmeyi çok isterdim, çok özeniyorum. Ama bende o sabır yok. Adil olmak, Çok uzun zamandır ülke olarak ne çok özlem duyuyoruz adalete. Umut etmek yaşamın sürdürülebilmesi için gerekli. Bir umuttur yaşamak zaten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Beyaz Yakalı :) Teşekkür ederim yorumun için, yazılarına göz attım biraz. Birazdan yorumla geleceğim sayfana.

      Sil
  2. :))))))) iyi ki geldin geri, hoş geldin. ben bugün facebook u telefondan sildim, bilgisayarda duruyor artık sadece. Nasıl bir hafiflik, nasıl bir özgürlük, tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tekrar hoşbuldum Joe. Böyle 6 ayda bir geliyorum diyip hoşgeldinleri kapıp gidiyorum dimi :P

      Sil
  3. Yazdıkça açılıyor insan ;)

    YanıtlaSil
  4. Senin tekrar yazmaya başladığın zamanları hissediyorum galiba ve gelip bakıyorum:)
    Yaz yaz darısı başıma;)
    Ayrıca ilk defa ben umutluyum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel sevindim :) Evet, darısı başına. Ya ben yine umutsuzum Burcu.

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...