10 Mart 2015 Salı

Batsın olimpiyatınız...


Haziran ayında Bakü'de yapılacak Avrupa Olimpiyatları için sokaklardan köpeklerinin toplanıp fırınlarda yakıldığını biliyor musun? Şuraya bak.

Katliamdan kurtulan yavru köpeklerin videosunu izledin mi? Yanına yaklaşan insandan duyduğu dehşetle kafasını duvardaki minicik deliğe sokmaya çalışırken ne hissettiğine dair empati yapabiliyor musun? 

Üstün ırk insanın, insandan başka hiçbir canlının yaşam hakkı olamayacağına dair düşüncesinden ölesiye tiksiniyorum. Naziler yahudileri yakıyorlardı fırınlarda, bizler de şimdi köpekleri. Hayvanlar için hepimiz birer naziyiz. 

Fırınlarda yakıyor, kafalarını sabitleyip gözlerine kimyasallar döküyor, canlı canlı derilerini yüzüyor, küçücük kafeslerde hormonlarla büyütüp kırk günde kesime gönderiyor, toprağa basmadan, günışığı görmeden canlarını alıyoruz. Tanrımız onların kanını istiyor, yeni doğan buzağıları bağırta bağırta annelerinden ayırıp, yavruların içmesi gereken sütleri içiyoruz. Demir çubuklarla ardı ardına tecavüz edilen inekler ömürleri boyunca hamile bırakılıp, yavruları ellerinden alınıp, sütleri sömürülüyor. Reklamlardaki mutlu inekler çiftliği ne harika değil mi? Yemyeşil çayırlarda otlayan inekler ne kadar mutlular. Yaşanan acılara, işkenceye ve zulme o kadar uzağız ki... Büyük bir keyifle yediğin hamburgerin için hayvanların maruz kaldığı işkenceyi görmek ister misin? İstemezsin, biliyorum. Gözlerini yumup hamburgerine bir ısırık daha at.



Şu koyduğum videoyu izleyemiyorsun bile sonuna kadar, değil mi? Onlar bu acıyı yaşıyorlar, her gün, her dakika, her saniye... Senin damak tadın, onların canı :( 

Dünya üzerinde hayvanların yaşadığı acıdan fazlası yok, insanların yaşadığı tüm acılar yine kendileri yüzünden. 

O yüzden, bir sihir, bir mucize, bir acayiplik olsa da, hayvanlar, insanlar üzerinde aynı şeyleri yapmaya başlasalar, zerre kadar içim yanmaz biliyor musun. Hatta uzaydan gelecek garip ve bizden üstün varlıkların, hayvanlara yaptıklarımızın aynılarını bize yapmaya başlamalarını istiyorum. Empati yapabilmemiz için bu kadar şiddetli uyaranlara ihtiyacı var çünkü insanoğlunun. 

Ben hayatımda bir hayvan tarafından zarar görmedim. Aksi olsa bile, o hayvandan nefret etmem ve yok edilmesini istemem söz konusu değil. Çünkü onların yaşamları boyunca her saniyelerini, kahrolası insanlar yüzünden acılar içinde geçirdiklerini biliyorum, hissediyorum. 

Benim için bu dünyayı tamamiyle yaşanılmaz kılacak tek şeyse, hayvanların dünya üzerinden yok olması olacaktır. İşyerimin önünde beni karşılayan ve incecik bacaklarının taşıyamadığı şişko bedenine rağmen koşa koşa gelip kendi etrafında dönerek sevinç gösterisi yapan zilli kızı göremeyeceğim, eve girdiğimde kendini ağır ağır yere bırakıp göbeğini açan ve bacaklarıma sürtünen kedimi göremeyeceğim, sokak kapısında beni görür görmez koşarak gelen kara kedi dombiliyi göremeyeceğim bir dünya kesinlikle çekilmez bir yer. 

Bu yazı birine yazılmış bir yazı değil, öfkeli bir yazı hiç değil. (Evet, videoları izlerken hissettiğim duygunun tam karşılığı öfkedir ve onları yapan insanlara uygulayabileceğim şiddetin sınırı yok ama bu öfkeyle yazılmış bir yazı değil.) Bakü'de olanları geçen gün öğrendim ve bu yazıyı yazmaya başladım. Dün de sevgili Jardzy'nin şu yazısını okudum. Üzülüyorum ve şunu demek istiyorum; lütfen hiçbir hayvana veda etmeyin. İnsanlardan şiddet gördüğü için acısını başka insanlardan çıkaran sokak köpeklerine bile.

6 yorum :

  1. Şimdiye kadar sokak hayvanlarıyla hiç sorun yaşamadım. Her sabah metroya yürürken görmeye alıştığım iki güzel köpek, bir sürü kedi var. Ege'ye taşınmadan önceki kampüsümüzde de onlarca köpek vardı, bir yerden bir yere giderken önümüzden yürüyüp bize eşlik ederlerdi, yerlerde yuvarlanıp sevgi beklerlerdi. Onlara veda etmeyi düşünmek bile acı. Bu dünyada en çok onlar hak ediyor sevilmeyi, sadece kedi ve köpekler değil, bütün hayvanlar. Onların sokakta aç ve savunmasız olduğunu bilerek nasıl rahat uyuyabiliyor insanlar bilmiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir keresinde yazlık bir yerde, sabahın köründe bisiklet sürerken bir köpek kovalamıştı beni. Köpeğin peşimden koştuğunu gördüğümde yaptığım şey ise durmak oldu, -biliyorum ki ben kaçtığım için kovalıyor- yanıma geldi, havladı havladı, sakin bir sesle konuştum ve gitti. Herkes köpekleri sevmek zorunda değil, buna katılıyorum. Ama nasıl ki bazı insanları sevmediğimiz için onları öldürme hakkını kendimizde göremiyorsak, onların yaşam hakları için de aynı şey geçerli olmalı. Bir köpeğin yaşama hakkı, bir insanınkinden daha az değil. Turistler sokak köpeklerinden rahatsız olacak diye köpekleri öldürmekle, benim sokağa çıkıp tipini beğenmediğim insanları öldürmem arasında bir fark göremiyorum ben. Bu yüzden bu kadar üzülüyorum bu konuya işte, bu yüzden hayvanseverlerin vicdanlarında dinmeyen bir acı var sürekli.

      Sil
  2. Kediciğim işte benim demek istediğim de bu.. Ne yazık ki çiftliklerde özgür özgür koşabilen hayvanların, bahçeli evlerde sevgiyle bakılan kedi köpeklerin olduğu bir dünyada değil, sapıklığın vahşetin dolu dolu ve artık sabrı taşırarak yaşandığı bir dünyada yaşıyoruz. Bu nedenle de sokakta hayvan olmaz diyorum, sevmediğimden değil, hayvanın göreceği şiddet ve çekeceği zulümden.. Öldürmeye değil ama sistematik şekilde sokaktaki hayvanların toplanıp kısırlaştırılıp mümkünse sahiplendirilmesi, mümkün olmayana da yaşamı boyunca (zaten sokak hayvanının ömrü kısa oluyor yaşadığı travmalardan) bakım verilebileceği temiz, ızdırap yaşatmayacak, ırkına uygun alanlarda bakımına çalışmalıyız demem bundan.. Sokakta kalan hayvan muhakkak ki acı çekecek, en azından gelecek nesilleri kurtarmak olmalı amaç..
    Baküdeki kıyımın aynısı sanırım diğer olimpiyat adayı ülkelerde de geçen yıllarda yaşandı, medyaya düştü diye hatırlıyorum :( İnsan olmaktan utanıyoruz işte ama asıl yapanlar utanmıyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Barınaklarda neler oluyor Ceren, bir bilsen :( Barınağa gittiğimde, sokaklarda özgürce dolaşan hayvanlar için sevinmiştim. Keşke arzuladığımız şekilde olsa, ama olmuyor, olmayacak da, bunu bilmek ve elimden hiçbir şeyin gelmemesi üzücü. Evet, dediğin gibi her olimpiyat öncesi aynı şeyler yaşanıyor. Bu ilk değil ve son olmadığını da bilmek insanı çaresiz hissettiriyor.

      Sil
  3. Uzun yıllardır dilediğim bir şeyin neredeyse aynısını diliyor olduğunu okuyunca çok şaşırdım. Hani demişsin ya, uzaydan varlıklar inse ve insanın hayvana yaptığının aynısını bize yapsa diye. Direkt bunu diliyorum yıllardır ben de. Bizden çok daha güçlü ve fiziksel olarak da büyük bir varlık çıksa ortaya ve insannalrı atnı şekilde kırıp geçirse. Zarar görecek iyi insanlara çok üzülürüm tabii ama mesela sadece vicdansız, merhametsiz ve zamanında hayvanlara zulmetmiş insanlara kök söktürse, hepsinin kökünü kazısa. Ahhh nasıl mutlu olurum. Ve eğer hayvanlar rahat edecekse, bundan sonra mutlu bir hayat süreceklerse ve bunun yolu insanlığın tamamen yok olmasından geçecekse, buna da varım. Kendimi feda ederim seve seve. Sen de edersin eminim. Bizim gibi daha birçok kişi çıkar. Ama dünya böyle dönmüyor maalesef. :((( Çok üzgünüm. İçim parça parça. Onlar bunu yaşadıkça, ne yazık ki yüzde yüz mutluluk diye bir şey yok bize.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet istiyorum, belki o zaman yapamadıkları empatiyi yapabilir insanlar. Ve dediğin gibi, kendimi feda etme konusunda hiç endişe etmem.

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...