26 Mayıs 2014 Pazartesi

Bergama Müzesi - Ayvalık - Cunda - Şeytan Sofrası


Cumartesi günü Ayvalık'taydık. İşyerinden yaklaşık 30 kişilik bir grupla geziye katıldık. Gezi programımız Bergama Müzesi, Ayvalık, Cunda ve Şeytan Sofrası'ydı. Ayvalığa daha önce gitmiştim ama Cunda'ya geçmemiştim. Sabah ilk olarak Bergama Müzesine gittik. Sadece Bergama'ya bir gün ayrılabilirmiş, gezilecek çok yeri var. Biz sadece müzeye girdik. Bergama'da 1878'de arkeolojik kazılara başlanmış ama, o dönemde tarihe ne kadar önem veriliyorsa, adamlar almış almış götürmüşler çıkanları. Taş taş taşımışlar ve şimdi Berlin'de Bergama Müzesinde sergiliyorlar götürdüklerini. Ne ilginç dimi. Berlin Bergama Müzesi. Bergama nere, berlin nere. Tonlarca ağırlıktaki taşları yürütmüşler adamlar. Bizim için de zaten taşın ne önemi var, umursamamışız bile, tarihimizi yürütmelerine. Şimdi Berlin'de en çok ziyaret edilen sanat müzesiymiş burası. Ne diyelim, kıymetini bilememişiz, adamlar almış götürmüş, değerlendirmiş. 

Müzeden sonra Ayvalık'a gittik. Ayvalığın dar taş sokaklarında Çınarlı Cami, Taksiyarhis Kilisesi, Saatli Cami'yi görmekti program. Ama tam namaz vaktine denk geldiği için camileri sadece dışardan gördük. Aslında hepsi kilise de, camiye çevrilmiş. Biliyorsunuz 6,5 şiddetinde bir deprem oldu Cumartesi günü. Biz yoldaydık o sırada. Ayvalık'ın sokaklarında gezerken tırsmadım değil. Çünkü öyle binalar var ki, bir tekmede yıkılacak gibi görünüyor. Sit kapsamında olmasından dolayı yıkılamıyor da. Ama bu şekilde durmaları da bana göre çok büyük tehlike. Deprem de olunca, üzerimize yıkılacak diye korktum.

Meşhur Güler Tatlıhanesinde sakızlı dondurma eşliğinde lor tatlısı yedik. Müthişti. Damla sakızlı kurabiyelerden aldık. Öğle yemeğinden sonra Cunda'ya geçtik. Cundaaaa, cundaaa. Aklım, kalbim, ruhum orada kaldı sanki. Rahmi Koç'un müze haline getirdiği Sevim-Necdet Kent Kitaplığı var yaa. Orası beni mahvetti ya. Orada yaşamak istiyorum. Tüm hayatımı orada geçirebilirim. Manzarası müthiş. Bir oda dolusu kitap, müthiş bir ortam. Necdet Kent, 1941-1944 yıllarında Marsilya başkonsolosu olarak görev yapmış, II. Dünya Savaşında Musevilere yardımcı olmak için kendi hayatını tehlikeye atmış biriymiş. İlerleyen yaşı nedeniyle gözleri göremez olmuş ve benim de sık sık aklıma gelen bir şeyi dile getirmiş: "göremediğime değil, okuyamadığıma üzülüyorum." Benim de sık sık aklıma bu geliyor nedense. Kör olsam ben de en çok okuyamadığıma üzülürdüm. 

Rahmi Koç, gerçekten müthiş bir işe imza atmış. Muhteşem manzaraya karşı çayınızı, kahvenizi içebileceğiniz çok hoş bir kafesi de var. Cunda sokaklarında gezerken bir ev gördüm, aklımı başımdan aldı. Fotoğrafını çekmemişim, pişman oldum. Satılıktı. Bahçe içinde bir konak. Korku filmlerinin çekildiği evlere benziyor. İçim eridi resmen. Orada yaşamak istiyorum yaa. Şimdi  baktım da sahibinden.com'da ilanını buldum. 4 milyon TL. 120 yaşında köşk. Yani, hayaller, hayal olarak kalmaya devam edecek. 

Şeytan sofrası, manzarasına doyum olmayacak bir yer. Turla gitmenin sıkıntısı, bireysel hareket edememek. Ayvalık merkezde bir sürü zamanı boşa harcamışız. Orada geçirilen zaman bence Şeytan Sofrasına ayrılmalıydı. Sadece 15 dakika verildi buraya. 15 dakika nedir ya, bu manzarada oturulup bir şeyler içilmez mi? Şeytanın ayak izi olduğu iddia edilen bir çukur var, millet oraya para atmış ve etrafına bir sürü çaput bağlamış yani dilek dilemişler sanırım şeytandan :) Milletimin ilginç inançları. Oturduk, zorla 15 dakika daha kopardık ve buz gibi birer bira içtik. Bu bile yeterli gelmedi, kesinlikle ayrıca gelinmesi, güneşin batırılması gereken bir yer. 

Gideceklere önerilerim;
- Ayvalık'ta Güler Tatlıhanesinde lor tatlısı yiyin.
- Cunda'da kesinlikle ve kesinlikle Sevim-Necdet Kent Kitaplığını görün, oturun bir limonata için.
- Parmak arası terlik, topuklu ayakkabı kesinlikle giyilmemesi gereken şeyler. Daracık, yokuşlu, taş sokaklarda parçalarsınız ayakları.
- Sepet lorunun methini okumuştum, ben de aldım Cunda'dan. Bildiğimiz tatlı lor. Bana farklı bir tat vermedi.
-Günübirlik turla gittiğinizde, koştur koştur gezildiği için, her yerin güzelliğini yaşayamıyorsunuz. Mümkünse kendi aracınızla, ya da kalmaya gidin.
- Şeytan sofrasına çıkın. Müthiş manzaraya karşı buzz gibi biranızı için.



Çınarlı Camii- Ayvalık


Şeytan Sofrası

Şeytan Sofrası


rahmi koç müzesi
Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı

Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı


Taksiyarhis Kilisesi

Bergama Müzesi

Bergama Müzesi

Cunda (Çok güzel bir dekorasyonu ve huzur veren müzikleri eşliğinde yemeğimizi yedik)

Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı


Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı

4 yorum :

  1. Süper bir etkinlik olmuş ama bence de vaktin büyük kısmı Şeytan Sofrası'na ayrılmalıydı...Muhteşem bir yer. Çok severim ben Ayvalık'ı, özellikle de denizini...Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı'nı görmemiş ve de duymamış olmam ne büyük kayıp, bir daha yolum düşerse ilk ziyaret edeceğim yer orası...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten büyük kayıp, mutlaka ama mutlaka gitmelisin. Ne demek istediğimi anlayacaksın. Eminim sen de oradan ayrılmak istemeyeceksin.

      Sil
  2. Bergama'yı tam anlamıyla gezememeniz kötü olmuş, zira görülecek daha çok yeri vardı. Sadece müzedeki eserler değil, Asklepion ve Akropol de Almanlara satılmış, ayy kiralanmış. Almanların izni olmadan bir taş bile oynatılamıyor ki zaten bizim için değeri olmayan taşlar mühim değil tabi.. http://pembevosvosum.blogspot.com/2013/10/bergama.html yazmıştım, istersen bakabilirsin..
    Cunda'yı bende çok severim, gitmeyeli de baya olmuştu bir hafta sonu cunda planı yapmak şart oldu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, sadece Bergama için bir tur düzenlenebilir. Birkaç yeri bir güne sığdıralım derken, tadını çıkaramıyorsunuz gezdiğiniz yerlerin.

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...