11 Nisan 2014 Cuma

Zengin Baba Yoksul Baba - Robert T.Kiyosaki

Çalıştığım kurumda bir abimiz çok güzel bir uygulama başlattı. 100 kitaptan oluşan bir liste yapmış. Herkes listeden seçtiği kitabı alacak ve ortak kullanıma açık bir kütüphanemiz olacak. Yani 1 kitap alarak, 100 kitap okuma şansımız olacak. Dahil oldum tabi seve seve. Ama listeden çok memnun olduğumu söyleyemem. İnternetten bulunmuş bir liste, kişisel gelişim kitaplarından oluşuyor.

Bu listeden okuduğum ilk kitap “Zengin Baba - Yoksul Baba”. Son derece ilginç bir kitap. Nasıl zengin olunur sorusunun yanıtlarını vermeye çalışmış yazar. Kendi deneyimlerini paylaşmış da diyebiliriz. Bakış açınızı değiştiriyor mu? Evet. Hem de şok edici şekilde. Doğru bildiklerinizi derinden sarsıyor.

Kitabı okurken ve bitirdiğimde hissettiklerimi paylaşayım istiyorum aslında. Kendimi zengin yazarımızın deyimiyle bir korkak tavuk, tekerleğinde kendini tüketen bir hırsla dönen ama bir yere varamayan bir fare gibi hissettim. Zaten yazar da öyle hissetmeniz için sürekli tekrarlıyor bunu. Devlet memuru olarak, zaten baştan korkak tavuk ve fare oluyorum yazar için. Aynı kitapta anlattığı gibi ben de, maaşımın yattığı gün ödemelerin tümünü yapar, kalanla tüm ay geçinmeye çalışırım. Kitapta bu hareket korkak tavuk olmanın birinci şartı :) Önce kendiniz için para ayırmanızı, ödemeleri sonraya bırakmanızı öğütlüyor. Bu ayırdığınız parayla da, aktif gelir getirebilecek yatırımlar yapmanız salık veriyor. DA, işte DA'sı var. Ben şimdi maaşımdan ayırabileceğim 100 ya da 200 TL ile ne gibi bir aktif gelir vasıtası seçebilirim :D Ev mi alayım, repoya mı yatırayım :D Ne yapacağımı bilemedim bak 200 liraya.
Şaka maka, gerçekten kötü hissettim kendimi. Sanki çoooook basit bir şeymiş de, biz gerizekalı tavuklar ve fareler olarak beceremiyormuşuz gibi anlatmış. Kitabı bitirdiğimde “hemen bir şeyler yapmalı, zengin olmalıyım” diye düşündüm durdum. Düşündüm de bulamadım işte çözüm. Ben neyle ne yatırımı yapıcam. Borsa demiş, şirket hissesi demiş, gayrimenkul demiş, demiş de demiş, ama neyle alıcaksın. Ona da para lazım. Ayrıca borsadan zerre anlamam. Repoymuş, bonoymuş, hisse senediymiş, bana çok yabancı. Bunları öğrenmek için kurslara gidin diyor. Var mı böyle kurslar bizim vatanda.

Haklı değil demiyorum. Kesinlikle güzel tüyolar bunlar. Ama işte bizim dişimizden tırnağımızdan biriktirdiğimiz azıcık paramızla borsa oynama gibi bir lüksümüz olmuyor, olamıyor. Riske atamıyorsunuz işte, sonra da korkak tavuk oluyorsunuz parayla oynayan zenginlerin gözünde. Yazar diyor ki, kaybetmeden olmaz. Kaybettin mi, toparlanmak için zengin babamız da yok ki bizim. Sevmediğiniz işte bir ömür tüketmek, devlete vergi ödemek için çalışmak, risklerden kaçan korkak tavuklar olmak vs vs. Resmen aşağılanmış gibi hissediyorum kendimi. 

Sabah yataktan sürünerek kalkarken yine kitap geldi aklıma, sinirim bozuldu. Aynada kendimi fare olarak gördüm :(

11 yorum :

  1. Yahu biz borçlarımızı ödeyebiliyoruz diye şükrediyoruz, bir ayın sonunda 150-200 lira artarsa sevinip onunla da ne yapacağımızı şaşırıyoruz :) bu numaralar bize sökmez hacı diyesim geldi yazara...ama uygulama süper olmuş, bir al yüz oku...keşke tüm kurumlar yapsa, böylece kitap okuma oranları artar ülkede :)

    YanıtlaSil
  2. İş yerindeki kitap uygulaması süpermiş... Kitabı okumadım, sizden duyuyorum ilk defa, kitaba haksızlık da etmek istemem ama ben bu tür kitapların biz küçük insanların kendimizi daha küçük hissedelim diye piyasaya sunulduğunu düşünüyorum, daha küçük hissedelim ki daha küçülelim. Küçüldükçe kendi sınırlarımız dahilinde yapacağımız 'yatırımları' bile yapamaz hale gelelim, zaten büyük olanlar daha da büyüsünler diye sunuluyor bize sanki. Fazla mı komplo teorisi gibi oldu :))) ....Son zamanlarda özellikle bu ayakkabı kutularında çıkan sıfırlanan paralar gündeme geldiğinden beri çevremizdeki herkes, ben dahil, işine ve kazandığı paraya yabancılaşmış durumda. Çünkü ülke olarak gördük emek verilmeden nasıl paralar ele edildiğini. Çalışarak belimizi dorultacağımıza dair inancımız sarsıldı bu "ayakkabı kutularını" gördükçe. Biz Şehrizar Konakları'nın onda biri fiyatına aldığımız evin kredisini ödemek için bir ay boyunca çalışırken, çift basamaklı sayılarla ifade edilen aylarda kredi borcu ödeyecekken, birileri elindeki paranın küçük bir kısmı ile bu konaklardan ev alıyor filan. Bunlar paraları sıfırlasınlar diye mi çalışıyorum ben diye düşünüyor insan..Gece gece sinirledim :))) Diğer okuduğunuz kitapları merakla bekliyorum! Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Bu açıdan düşünmemiştim hiç, ihtimal dahilinde bence de. Dediğin gibi, ayakkabı kutuları, sıfırlanamayan paralar derken insan aldığı maaşa yabancılaşıyor. Bazılarının üç beş kuruş dediği milyonlar, bizim hayatımız boyunca bir arada göremeyeceğimiz paralar.
      Teşekkürler yorumun için.

      Sil
  3. Uygulama süpermiş. Bu tür işlerde sanırım çeşitliliğe önem vermek lazım. Yani kişisel gelişim yanında, hikaye, roman, ekonomi veya ne bileyim, rüya tabirleri bile olabilir. Gerçi ben hikaye ve roman hiç okumam, çünkü birilerinin hayal gücü ile oluşturduğu kurgu hikayeleri pek sevmem. Kişisel tercih diyelim.
    Bu kitabı okumadım ama sen harika bir özet geçmişsin, benim anladığım, ki ben bunu yaptım, küçücük birikimler, geleceği belirler:)
    Öyle borsalar, bonolar falan değil. Maaşımdan her ay 100 TL kenara koydum, kendime ayakkabı-tişört, kıyafet almayarak. 2 sene sonra o parayı likit fona bağladım hiç çekmeyerek. Bir süre sonra o para artık kendi kendini biriktirmeye başladı. Elimde hiç harçlık kalmadığı zamanlar bile o parayı yok saydım ve dokunmadım.
    Sonuç olarak, bu evi alırken, ara ödemenin büyük bir kısmını o paradan karşıladık. Çok birşey değil. Gerçekten her ay 100 lira.
    At kenara ve unut!
    Sonra bu kitabı bir daha okuman farklı gözle bakmanı sağlayacak eminim. Öyle küçük insanlarız, bunlarda bizi daha küçültüyor bakış açısı ile bakılırsa, zaten konu kapansa iyi olur.
    Çok sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim yöntemim de bu aslında. Maaşımdan ne kadar ayırabilirsem atarım mutlaka kenara ve unuturum. Unutmazsan biriktiremezsin çünkü. Ama dediğim gibi, öyle büyük yatırımlar ve paralardan bahsediyor ki kitap, birden kendi küçük çabamı küçümser hale geldim. Dediğin doğru; küçük birikimler geleceği belirler. Güzel slogan ;) Teşekkürler.

      Sil
  4. Nasıl zengin olunur,nasıl mutlu olursun,nasıl anı yakalarsın,nasıl mükemmel evlilik yaparsın,nasıl kendine güvenen çocuk yetiştirirsin...Ben böyle kitapları çok süslü markalı göz kamaştırıcı birine benzetiyorum,kapağı ile dış görünüşü ile beni etkilemeye çalışması baştan kaybetmesidir...Seni kendime yakın hissetmem boşuna değilmiş,borcum varken akşam gözüme uyku girmez,çok şükür hiç borçlanmadım,elektirik,su,telefon gününü hiç geçirmedim...bu arada beni mimlendiğinin şimdi farkına vardım,hatta yorum bile yapmıştım hayatımda hiç mimlenmedim diye ,inan o yorumu yazarken bile mimlendiğimin farkına varmamışım:) şimdi cerenin mim yazısını okuyunca aklım başıma geldi:) beni ilk kez mimleyenin(senin) en sevdiği şey( kedi)
    hakkında yazmaya çalışacağım:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :D Geç olsun güç olmasın Ayşe. Yazını sabırsızlıkla bekliyorum :)

      Sil
  5. Kitabi ben de yillarca once cok sevdigim bir arkadasim sayesinde duymus ve okumustum. Arkadasim bana gore cok garip pinti bir ada idi Ayni is yerinde calisirdik ve bazen Uckuyular- Bostanli Vapura yetismek icin taksiye binerdik. Zamanimiz dar olmasina ragmen biraz vakit kalinca taksiyi Iskeleye kadar sokmaz, Izmirli oldugunuz icin bildiginizi dusundugum sahildeki askeriye lojmanlarinin onundeki Inciralti donemecinde durdurur ordan vapura kadar kostururdu beni. Bu bize o zamanin parasiyla 500 lira, yani 0,5 YTL ve ayni zamanda terli bir sirt ve nefes nefese bir bunye kazandirirdi. :) 'Ne pinti bir adamsin dedigimde ise ben boyle zengin oldum derdi'
    Bu gorus acisiyla okudugu kitabi butunlestiriyorum.
    Cogumuz memur ailelerden yani paranin kullanilmadigi borclarin harclarin karsilanip eger artarsa o ay icin extra bir harcama yapilacagi bir sekilde buyuduk. Oysa paranin kendi gucu kendi benligi var. Bu bir yil sonraki tatilini ve ucak biletini ucuza ayarlayip tatil planina gore yasamaya benziyor. Daha once hic yapmadigim ama yapica buna gore yasadigin bir hayat sekli yani.
    Burada zengin olmayi bir kenara birakirsak ki, sonunda sanirim bu da gerceklesebilir, para algisini degistirmekten bahsediyor yazar. Onu kullanmayi daha kucukten ogrenmeyi ve ona gore hayati algilamayi.
    Ticaretle ugrasan insanlara rastladiginizda ve konustugunuzda algilarinin surekli birseylerden para kazanmak oldugunu gorursunuz ki bu da sevdigin isi yap nasil olsa para kendinden gelir dusuncesiyle ters duser.
    Amerika kaynakli bir kitabin isin ucunu paraya, malka mulke dayandirmamasi da pek olasi degildir. bknz Joe Vitalehttp://www.hls-cekimyasasi.com/2013/11/farkndalgn-otesinde-uyans-kursu-joe.html
    Parayla barisma seanslari hem de spirituel boyutta.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Arkadaşınız güldürdü beni. Size de işkence yapmış. Gönderdiğiniz linki okuyacağım. Çok teşekkür ederim yorumunuz için.

      Sil
  6. Aklima su geldi:
    Baban fakirse bu senin sucun degil, ama kocan fakirse senin sucun!! Ahah

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...