Haftasonu misafirlerimiz vardı. Eşimin arkadaşı, eşi ve çocukları. Kahvaltıya geleceklerdi, öğleden sonra bir yerlere gidip gezilecek, akşam yemeği yenip eve gelinecek ve bizde yatacaklardı.
Asosyal ve amisafirperver (bunu da ben uydurdum :P) bir insan olarak baya bi stres yapmıştım. Günler öncesinden neler hazırlanacak, neler yenip içilecek, kim nereye oturacak, nereye gidilecek, hangi nevresim çıkarılacaklara kadar en ufak detayları kafamda düzenlemeye koyuldum. Her şey plan dahilinde olmalı, ben de böyle bir insanım işte. Son dakika değişikliklerini hazmetmiyor benim bünyem. Rahatsız oluyorum, stres yapıyorum.
Neyse, internetten kahvaltılık tarifler buldum, notlarımı aldım ve bir alışveriş listesi çıkardım. Perşembe günü alışveriş yaptık, Cuma temizlik ve hazırlık günüydü. Eşim temizlik kısmını sağolsun tek başına halletti. Ben de mutfakta hazırlıkları tamamladım.
Cumartesi erkenden kalktık, son hazırlıklar. Toplamda 7 kişiydik, sanki orduyu ağırlayacak gibi anlattığıma bakmayın. Hoş 2 kişi de ağırlasam ben yine panik olurum. Ama miiikemmel bir kahvaltı sofrası hazırladığımı da söylemeliyim :) Ben kahvaltı insanıyım zaten. Haftasonları şöyle uzun uzun kahvaltı yapayım çok severim de bir türlü gerçekleştiremem. Çünkü eşimin kahvaltı yapma süresi 10 dakikayı geçmez. Hemen yer ve biter. Hiç keyifli değil.
Geldi misafirlerimiz, hemen sofraya geçtik. Yedik, içtik. İstediğim gibi güzel sohbetli bir masa değildi ve uzun uzun yemedik. Bu arada Üzüm kızımı gören misafirlerimiz uzun süren bir şok yaşadılar. Ve sevgili misafirlerimizin sanırsam 8 yaşındaki çocukları korkudan ağlamaya başladı. Evet kedimi gördü ve ağladı :) "Kedi girmesiiinnnn", "kapıyı kapatınnnn" çığlıklarıyla sofrayı kaldırdık. Benimse yavrumu bir odada kapatma gibi bir girişimim elbette ki olmadı :)
Sonra biraz oturduk, havadan sudan, fasa fisodan konuştuk. Dışarı çıktık. Gezdik, dolandık, yemek yedik ve sürpriz; bizde kalmadılar. Başka sebepler sunsalar da, Üzüm etkisi olduğunu düşüyorum ben. Misafirkovar Üzüm. Kızım da bana çekmiş, yalnızlıktan, sessizlikten, düzenden hoşlanıyor. Kalabalık olmasın, anneciği, babacığından başkası olmasın, düzeni bozulmasın. Hemen strese girer ve de strese sokar :)
Ben nasılsam eşim de benim tam tersimdir. O konuda sıkıntı yaşadığımız zamanlar oluyor tabi. Misafirperver kocam, kalabalığı da sever. Zıt kutuplar çekermiş birbirini :) Ama Cumartesi günü eve yalnız girdiğimizde onun da söylediği "oh be iyi ki kalmadılar" oldu. Üzüm üzüme baka baka mı demeli bilmem ki :P
Not: Foto alıntıdır ve içerikle alakası yoktur. Hoşlaştım, koydum sadece. İlla alakalı mı olmalı, diye de savunayım kendimi :)
Ne diyeyim; bizde de oluyor bazen. İyisi mi içimden geleni söyliyeyim; pek güzel olmuş. ''Odaya kapat'' ne demek. Onlar bizim ailelerimizin birer ferdi. Olmayız ama,acaba biz böyle insanların çocuklarından rahatsız olsak, onları bir odaya mı kapayacaklar.. Sözün kısası bu tür insanlar benden de uzak olsunlar.
YanıtlaSilEvet, hatta onlar bizden çok evin sahibi. Çünkü bizden daha çok evdeler :) Zaten kendini de öyle görüyor bizimki. O evin sahibi, biz misafirleriyiz :) Teşekkür ederim yorumun için.
Silo kadar samimi ve içten bir yazı olmuş ki...bende "oh iyi kalmamışlar" derken buldum kendimi:)))
YanıtlaSilÖnce hayvanı, çiçeği böceği, doğa yı sevdireceksin çocuğa, o öğrendiği merhamet ve vicdan duygusu ile nefes alan-almayan her şeyi sevmeyi öğrenir zamanla, kanımca yani:)
Sevgiler.
Teşekkürler :) Aslında çocuk sokaktaki kedileri de besliyormuş. Kedi sevmeyen bir çocuk da değilmiş ama bizimkinden korktu nedense. Biraz iri olsa da korkunç değil ki benim kızım :P Neyse yapacak bişi yok. Rahatsız olan kalmasın.
SilSevgiler.
Seninle çok benziyoruz, aynen ben de asosyal ve amisafirperverimdir (ki kelimene bayıldım :). Misafir gelecek diye karnıma ağrılar girer, hele yatılıysa iyice daralırım(aramızda kalsın, görümcem ve canavar çocuğu hele!). Ama benim eşim de senin eşin gibi, bayılır misafire. Hatta bir ara benden habersiz misafir davet ederdi :(( mottomuz, ziyaretin kısa olanı makbuldür olsun :))) sevgiler :)
YanıtlaSilBen de slogana bayıldım :) Ziyaretin kısa olanı makbuldür, çerçevelenip kapıya asılmalı :)) Hele ki yaramaz çocuklu misafirrrr, en korkuncu :D Habersiz ve yaramaz çocuklu misafirse, intihar sebebi :D
SilAy iyi ki kalmamışlar sizde :) Seni inanılmaz iyi anlıyorum çünkü hem 14 sene canım köpeğimle yaşarken bu tip hayvansevmezlerle yüzyüze çok geldim (ısırır mı? sen onu ısırırsan o da seni ısırır! sessizlik.. en çok yaşadığım diyalog oldu bazen) hem de evim benim kalem, annem babam dahi olsa yatılı misafir sevmiyorum kardeşim.. Hayır evlerimiz eski osmanlı evleri gibi 3er katlı olsa falan tamam da, bizim evde 4 döte 1 tuvalet beni bozar yani, banyo sırası sabahları vs. aman aman.. Amaaaaa; bak yemeğe gelsinler, hele hele kahvaltı en sevdiğim en özenle hazırladığım sofradır o ayrı :) Ya ben seni pek sevmeye başladım uzaktan uzaktan, keşke yakın olsan da bi kahvaltı keyfi yapsak kocaları evden kışkışlayıp çünkü benimki de 10dk bile durmaz masada!!! Bense kahvaltıyı ağır ağır yapayım üstüne bir de masada oturayım sohbet edeyim, akşam olsun neredeyse o derece... :) Sevgiler!
YanıtlaSil;) Yalnız olmadığıma seviniyorum böyle yorumlar geldikçe, çünkü eşim bu konuda benim normal olmadığımı söyler hep. Ama herkes evinde kalsın kardeşim dimi ama, yatacak eviniz mi yok yaaa. Sadece yatılı misafir gelmesini değil, yatılı olarak gitmeyi de sevmem bir yere. Kimin evi olursa olsun, gitsem de dönüp evimde yatayım.
SilKahvaltı, en güzel öğün dimi :) Uzatmak, keyfini çıkarmak lazım. Çaylar içilsin, sohbet uzasın ne güzel. Ben de seni sevdim Ceren. Yorumlarını bekler oldum artık. Sevgiler benden.
=) Birbirini yeni tanıyan aşıklar gibi, sürekli ortak nokta yakalama hallerinde gibiyim =P ama enteresan okudukça geliyor ortaklıklar ki, eşimin de bende anormal bulduğu şeyler hep.. Ben de sevmem yatılı misafiri Kimse sevmez bence. Hatta böyle yazıları okudukça diyorum ki, bence insanlar da yatılı misafir olmayı sevmiyor. Sevmesinler =) .. Ayrıca birine masa hazırlamak, hatta uzun keyifli bir kahvaltı hazırlamak ne güzeldir.. O masada saatlerce oturabilmek.. Bir anda kalkıp misafirin eline tabak alıp hemen toplayalım dememesi..Senin de ev sahibi olarak oturamayıp yardım etmek zorunda olmaman ne güzeldir.. Ama ben çok özlüyorum, Ankara'da yapamıyoruz sosyal eksiklik.. Bir de her detaya hakim olmak istemi..Aksi halinde strese girmek..Terlikleri ayakkabı numaralarına göre hazırlamak kafasındayım. Sabah kahvesi seninle olsun diyorum şimdiden.. =)
YanıtlaSilOrta karar, ne mutlu bana, yorumların çok mutlu ediyor beni :)
SilMisafir konusu valla öyle değil, yatılı misafiri sevenler de var, örnek; eşim. Misafir olsun da ne türlüsü olursa olsun.
Yaa, tam da dediğin gibi, yanında kasılmadan, tamamen kendin olduğun ve ne konuştuğunu gerçekten anlayan insanla uzuuuun bir kahvaltı sofrası, ne keyifli olur. Simitler, boyozlar yensin, çaylar içilsin, gazete okunsun üstüne kahve içilsin, gazete haberleri konuşulsun, kitap sohbetleri yapılsın, sigaralar tüttürülsün.