1- YALAKALAR: Bu tipler benim için en sinir bozucu olanlardır. Her an amirin dibinde olmaya çalışır, sürekli pohpohlar, iş yapmasa bile her şeyi kendi yapıyor gibi görünmek için yırtınır. Amiriyle yüzünde iğrenç ve cıvık bir sırıtmayla konuşur. En önemli işleri umursamazken, amirine yaranmak için onun özel işlerinin peşinde koşar. Bu tipler amiriyle ne kadar kibar konuşursa, astlarıyla da o denli umursamaz konuşur.
2- KISKANÇLAR - FESATLAR : Bu tipler çok tehlikelidir. Her an sizin yanınızdaymış gibi görünse de arkanızı döndüğünüz an, sizi çekiştirmeye başlar. Başarılarınızı kıskanır. Başardığınız önemli işleri küçümserken, en ufak bir hatanızda sanki kurumu batırmışsınız gibi davranır. Herkese yaptığınız hatayı ballandıra ballandıra anlatır. Ellerini ovuşturarak hata yapmanızı bekler ve hatalarınız onlar için en büyük mutluluk kaynağı olur.
3- SİZİ BÖCEK GİBİ GÖREN AMİRLER: En kötüsü de kötü bir amirle çalışmaktır. Yaptığınız işleri görmezler, takdir etmezler, işleri bitirir bitirmez yenilerini yüklerler. Çalışmayan personeli görmezken, çalışan personelin tepesine binerler. Ne kadar sorumluluk alırsanız bir o kadarını daha kakalarlar. Çalışmayana "o beceremez" diye iş verilmezken, çalışkan personele "sen halledersin" denilerek işler yüklenir. Karşılığında takdir beklemekse büyük bir hayal kırıklığı yaratır.
4-SÜREKLİ HASTA OLANLAR : Sürekli rapor alırlar, aynı büroda çalışıyorsanız vay halinize. İşleri sürekli size kalır. Hasta hasta çalışsa bir dert, rapor alıp gitse başka dert. Ya size hastalık bulaştıracak ya da işler size kalacak. İki ucu boklu değnek.
5- DEDİKODUCULAR: Ağızlarının açıldığı her an başkalarının hayatlarını konuşurlar. Tüm çalışanların özel hayatlarını bilirler. Kim, kiminle, nerede, ne yapmış hepsini bilirler ve başkalarıyla paylaşmaktan büyük zevk alırlar. Ellerinde bir fincanla, ordan oraya dolanır. Sürekli yeni dedikodular peşindedir, gözleri fıldır fıldırdır. İşe değil de altın gününe gelmiş gibidirler.
6- TEMBELLER : Sanki orada olmalarının sebebi çalışmak değilmiş gibi bir iş yaparken offlar, puflar, işi yapmamak için binbir bahane bulur. Başkalarına kakalamaya çalışır. Hizmet almaya gelen vatandaşa elinden gelen tüm zorluğu çıkarır. Dağları denizleri yaratmış gibi havalara bürünür. Bir kağıda kaşe basacak olsa bile, uzaya araç fırlatacak gibi edalara bürünür.
7- İŞKOLİKLER : İşi, hayatlarını kazanmak için bir araç olarak değil, yaşama amacı olarak görürler. İş dışında da sürekli iş muhabbeti yaparlar. Çoğu, akşamları ve hafta sonları mesai yaparlar. Bunların büyük kısmı evlerinde ve özel hayatlarında sorun yaşadıklarından iş yerini bir kaçış ortamı olarak görürler.
8-AKLI BİR KARIŞ HAVADA OLANLAR : İşe odaklanamazlar, akılları sürekli başka yerdedir. Dolayısıyla sürekli hata yaparlar. Çalıştıkları süre boyunca esaret altındaymış gibi davranırlar. Her fırsatta işten kaçarlar, sigara ve çay molaları bitmek bilmez. Tuvalette geçirdikleri 5 dakikayı bile kazanç sayarlar. İşe hep geç gelir ve erken çıkarlar.
Çalıştığım ortamdan çıkardığım tipler bu kadar. Ama sadece olumsuz örneklermiş gibi görünse de, içlerinde az da olsa, işini severek yapan, işbilen ve çalışkan insanlar da var. Ama genel olarak durum maalesef böyle. Benim açımdan baktığımızda, işyerinde çok sevilen bir insan olduğum söylenemez. Soğuk ve asosyal. Asosyal olduğu için de çoğu insan tarafından kendini beğenmiş olarak tanımlanıyorum. Her zaman dediğim gibi insanların benim için ne düşündüklerini takmıyorum. Sadece işimi en iyi şekilde yapmaya dikkat ederim. İşimi; yaşamımı sağlamak için bir araç olarak görürüm ve iş yerimde olduğum sürece de hakkını vermeye çalışırım, hepsi bu.
Aynı yerde çalışmışız da haberim yokmuş.. :) Güzel tesbit olmuş!
YanıtlaSil:D Genellemeleri sevmem ama gel de genelleme :) Bak herkes aynı tiplerle çalışmış işte :)
SilYa ben!! Ah şimdi hepiniz bana ilgi gösterin.
YanıtlaSilBen şu son zamanlardaki skandallarda başrol oynayanların yakın akrabaları ile çalışıyorum. Ben Ebruyum, Ben Gündeşim! eheh