6 Eylül 2014 Cumartesi

Into the Wild (Özgürlük Yolu) 2007


Mutluluk uçsuz bucaksız ormanlardadır,
bomboş sahillerdeki coşkudadır.
İnsan elinin değmediği bir yerdedir, 
denizin diplerinde ve gürlemesindedir.
İnsanı daha az sevmem ama 
doğayı ondan çok severim.

2007 yapımı Sean Penn filmi Lord Byron'un bu güzel dizeleriyle başlıyor. Dağcı bir yazar olan Jon Krakauer'ın kitabının filmleştirilmiş hali. Son zamanlarda daha da artan doğaya kaçma isteğime tercüman oldu. Bu kargaşadan, insan kalabalığından, koşturmacadan, ikiyüzlülükten, rollerden kaçma isteği. Hepimiz yaşıyoruz bunları aslında. Çok az insan da cesaret edip gerçekleştiriyor. Film de bunu gerçekleştirmiş birinin yaşamından esinleniyor; Christopher Johnson Mccandless. Ailesini ve her şeyi geride bırakıp, cebindeki parayı yakıp, sırt çantasıyla doğaya kaçışın hikayesi. Evet, cidden büyük cesaret. Yaşam hikayesinin detayı için buraya.

Filmi konu olarak çok sevsem de anlatım tarzında can sıkıcı detaylar vardı. Müzikleri harikaydı. Kitaplardan alıntılar muhteşemdi. Filmin sonunda gördüğünüz fotoğrafsa çarpıyor sizi. Bunun gerçek bir hikaye olduğunu işte o fotoğrafı gördüğünüzde çok daha iyi anlıyorsunuz. Gerçek Christopher Mccandless :


Filmde geçen repliklerden birinde "Eğer yaşam sevincinin insan ilişkilerinden kaynaklandığını düşünüyorsan yanılıyorsun" der kahramanımız. Ancak ölümün yaklaştığını anlarda kitabın boş bir yerine ağlayarak yazdığı şu cümle insanı paramparça ediyor: "Mutluluk sadece paylaşılınca gerçektir."

7 yorum :

  1. Hmmmf cebindeki parayı yakma, doğaya kaçma filan güzel de, bazen de fena olabiliyor. Bu filmi izlemedim. Fakat genç bir adamın hikayesini okumuştum bundan bir kaç sene evvel. Medeniyete sırtını dönüp Alaska'ya kaçmış. Bir kaç ay güç bela yaşamış, sonra 24 yaşında mı 27 yaşında mı ne açlıktan orada ölmüş. Sanırım cep telefonu ile ailesinden yardım istemiş son anda, fakat yalan olmasın ya telefonun şarjı mı yokmuş, ya yerini mi söyleyememiş, kısaca yardım çağırması işe yaramamış. Bir filmden ya da kitaptan esinlendiğinı yazıyordu haberde. :((((((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte bu filmde anlatılan hikaye o Joe. Filmden esinlenme değil, film bu gencin yaşadıklarından esinlenilerek yapılmış. Üff, biraz anlam karmaşası oldu :) Anlatmak istediğim şu, anlattığın hikaye filmin hikayesi :) İzlemelisin.

      Sil
    2. Owwww anladım şimdi!!!!!!! Ben nette okumuştum. Çok pis koymuştu. Çünkü onun yerinde ben de olabilirdim. İzleyeyim ben bunu o zaman.

      Sil
  2. Benim de beğendiğim bir film.Ama sonu beni çok üzmüştü. Sean Penn'i oyuncu olarak da çok severim ama bu filmde giydiği yönetmen gömleğinin de hakkını veriyor. Yanılmıyorsam senaryo aşamasında da imzası vardı.

    YanıtlaSil
  3. Çok canımı yakan filmlerden biriydi. Hani "Pisi pisine" derler ya bazı durumlar için, işte tam da bu çocukcağızın hikayesine uyuyor, spoiler vermiyorum tabii. İnsanı içi burkuluyor. Bence mutlaka izlenmesi gereken filmlerden.

    YanıtlaSil
  4. Öneriniz için teşekkür ederim ,şehirden kaçma planları yapan biri olarak iyi gelecektir bize.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...