19 Ağustos 2013 Pazartesi

Anna Karenina Film - 1997 - 2012





Haftasonu ikisini birden izledim. Hem 1997 hem de 2012 yapımı. Önce 1997'yi izledim. Kitabı okuduktan sonra filmi izlerseniz büyüüüük beklentileriniz oluyor tabi. Kesinlikle yapmayın. O beklenti çıtasını baya bir düşürmeniz gerekiyor. 

Sophie Marceau, cuk oturmuş Anna rolüne. Amma velakin film o kadar yüzeysel kalmış ki, filmi izlerken kitabın özetinin özetinin özetini izler gibi oldum. Duygular, tutkular yüzeysel. Karakterler havada kalmış. Hiç kimseyi tam olarak yansıtamış. Levin filmde neredeyse yok, geçiştirilmiş sadece. Oysa kitapta iki ana karakter var Levin ve Anna. Ayrıca kitaptan farklı olarak 1997 yapımı Anna Karenina da Anna, Vronsky'den olan kızını doğumda kaybediyor. Oysa kitapta doğuyordu. Sonra kitapta Vronsky'in başarısız bir intihar girişimi vardı. Filmde ise kendini vurmuyor. Kısacası 1997 yapımı Anna Karenina beni büyük hayalkırıklığına uğrattı. Tek olumlu yönü Sophie Marceau.



2012 yapımı Anna Karenina ise Anna seçimiyle kesinlikle hata yapmış. Keira Knightley olmamış yani. Hiç olmamış. Abartılı mimikleri ve film boyunca bana resmen batan kocaman dişleriyle acı çektirdi resmen. Güzelim Jude Law, Vronsky olabilecekken olmuş mu size Anna'nın nemrut kocası. Ama müthiş olmuş. Sanki o Jude Law değil de başka biri. Gerçekten rolünün içine girmiş yani. Filme gelirsek, 1997'den epey iyiydi. Farklı bir tarzı vardı. Hem tiyatro, hem müzikal havası. Dekorlar seyircinin gözünün içine içine sokuluyor, bu tiyatro havası verse de, gerçeklikten kopmanıza neden oluyor. Dans sahneleri ve kıyafetleri çok sevdim. 

Keira'nın gözlerimi alamadığım dişleri.
   






Filmleri kitaptan bağımsız olarak değerlendirirsek daha iyi olur sanırım. Çünkü kitabı okuduktan sonra filmi izlediğinizde, filmler sıfır kalıyor. Anna Karenina'yı okuyan biri tabi ki filminden de büyük umutlar besliyor. Ama hiç de aradığınızı bulmuyorsunuz. Aslında düşünecek olursak Anna Karenina gibi bir kitabı 2,5 saatlik bir filme nasıl sığdırırsınız. Tabi ki çoook zor. O yüzden bugüne kadar  yaklaşık 30 kez beyazperdeye taşınmış. Sinema dışında da 3 tiyatro oyunu, 3 radyo oyunu, 5 tv dizisi, 3 bale, 2 müzikal oyun, 10 opera yapılmış. Daha uzun süreler de çekilir. Çünkü o derin anlatımı sinemaya taşımak gerçekten çok zor. Yalnız bizim televizyonlar bunu nasıl dizi yapmamışlar şaşırdım. Kaç sezon çıkar kimbilir. 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...