26 Ağustos 2013 Pazartesi

Günlük


Her hafta içi, haftasonu yapacaklarımı planlıyorum ama haftasonu gelince hiçbir şey yapasım gelmiyor. 

* Evde oda değişikliği yapmak istiyorum ama sürekli erteliyorum. Yatak odasının yerini değiştirip, kıyafet odası olarak kullanılan odayı kitaplık, okuma ve çalışma odası yapmak istiyorum. Ama bir sürü iş var. Gardrop boşaltılacak, mobilyacı çağırılacak, sökülecek öbür odaya takılacak. Yatak ve kitaplık da sökülüp yerleri değişecek. Güzel olacak olmasına da bir türlü geçemedik faaliyete.

* Bugün üstümde ekstra bir isteksizlik var. Pazartesi olmasından mı bilmiyorum. 22:30 da yatmış olmama rağmen acayip  uykum var. 

* Dişçiye gittim sabahtan. Dolgumun bir kısmı düşmüştü. Çocukluğumdan beri dişlerimden çektiğimi bir ben bilirim, bir de ben :) Kim bilecek benden başka. Doktor bile söyledi, dişlerinin hemen hepsi işlem görmüş, senin malzemeden çalmışlar heralde diye. Diş dedim de sürekli gördüğüm bir kabus var. Dişlerim birer birer dökülüyor ağzımda, kimi kırılıyor, kimi yerinden çıkıyor. Ağzımda birikiyor bütün dişler. Ağzım diş doluyor. Bu rüya belli aralıklarla gördüğüm ve her seferinde gerçek gibi gelen bir rüya. Hani bazen rüyada olduğunuzu bilirsiniz de pek takmazsınız ya, öyle bi rüya değil işte bu. Gerçek gibi. Bunun da sebebini dediğim gibi sürekli dişçiye gitmiş olmamdan kaynaklandığını düşünüyorum. Yoksa çok feci yorumlar var rüyada diş dökülmesiyle ilgili. 

* Pazar günü eşimle ufak bir tartışma yaşadık. Canım sıkıldı. İkimizin geleceği için yaptığım şeylerin, verdiğim çabanın görülmemesi, görülüp de takdir edilmemesi canımı sıkıyor. Takdir edilmek şöyle dursun, bir de sanki kötü bir şey yapıyormuşum gibi davranılması sinirimi bozuyor. 

* Haftaya pazartesiden itibaren müthiş yoğun bir iş temposu olacak. Hiç hazır hissetmiyorum kendimi. Çok mayışık durumdayım. 

* İşe gidip geldiğim güzergahın tümü kazılmış, yolları kapanmış durumda. Sabahları 1,5 saat yolculuk yapıyorum. Günde 2,5 saate yakın zamanım yolda geçiyor. Sanki şehirlerarası yolculuk yapıyorum. Kitap da okumasam günün 2,5 saatini at çöpe. 

* Hava sıcak. Çook sıcak. Elektrik parası kaçtı bi taraflarımıza. Eee sen bütün gün klimayı açıp yatarsan böyle olur işte. Bakıyorum millet açmış bütün camı pencereyi, bir bizim klima sabaha kadar çalışıyor. Biz paşa torunuyuz :)

İşyerimin önündeki inşaat son hız devam ediyor. İnsanlar bu sıcağın altında bütün gün çalışıyorlar. 3.katındalar şu anda. Ben 7.kattayım. 9katlı bir iş merkezi yapılacağına göre yakında tüm forsumuz bitiyor. Aydınlık yerini karanlığa bırakacak. Tüm manzara kapanacak. Yine de bie an önce tamamlanmasını istiyorum. Çünkü 3 bloklu binanın alt katları alışveriş merkezi olacakmış. Öğle araları dolanır, gezer, havamızı atarız en azından. 

* Cumartesi Alsancağa gittik. Yaşlandığımı hissettim :) Ne anlıyor bu insanlar bu gürültülü, kalabalık, kimsenin kimseyi duymadığı ortamlardan diye düşündüm kendi kendime. Bir zamanlar böyle düşünmüyordum tabi.  İçimdeki genç, çocuk her kim varsa öldürmüşüm galiba. Artık sakin ve karşımdakinin beni duyabileceği bir ortamı tercih ederim. Seviyorum yine de Alsancak'ın hareketliliğini, insan çeşitliliğini, kimsenin kimseye karışmadığı, herkesin istediği gibi takıldığı ortamları. Kıbrıs şehitleri caddesinde oturup geleni geçeni izlemek bile çok zevkli. 

Dün de Kaynaklara kahvaltıya gittik ablacım ve yeğenimle birlikte. Çok güzel olabilecek bir günken tartışmamız sonucu .ok gibi geçti. Hiçbir şey anlamadım. 

Böyle işte...

2 yorum :

  1. Blogunuzu yeni keşfettim ve çok sevdim.Keyifle okuyorum tüm yazılarınızı.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...