Fotoğrafını hiç paylaşmak istemediğim bir yüz ama ifade olarak tam da, "olağan şeyler" demiyor mu? "Ya büyütmeyin olur böyle şeyler" demiyor mu? Ne zaman bitecek ülkemin derdi? Biri bitmeden biri başlıyor felaketlerin, acıların... Ve devlet büyüğünden beklenen, olması gereken açıklama kısa ve net üzgün olduğunu belirtmek iken, "bunlar olağan şeyler, 1800'lerde orda burda da ölmüşler. Ölmek bu işin fıtratında var" gibi akıl almaz açıklamalar yapıyor. Evet, başbakanın Soma ziyaret programı şöyleydi: Maden ocağında binlerce korumayla gezinti, arama kurtarma çalışmalarını aksatma, sonra bu görülmemiş muhteşemlikle basın açılmasını yapmak, sonra çıkıp müşaviriyle vatandaş yumruklamak, tekmelemek, tokatı yersin tehditleri savurmak ve gitmek.
Olağan şeyler. Bir anda 300 kişinin ölmesi olağan. Şöyle ki; ölümlerin normal olması insanların ne kadar maaş aldığı, toplumun hangi seviyesinde yer aldığıyla doğru orantılıdır. 301 deniliyor inanırsanız. Kimsenin buna %100 inandığı da söylenemez ya. Hadi diyelim 400 kişi olsunlar. Onlar sadece birer sayı ya, 400 olsun, o da olağan sonuçta. Kaç paraymış aldıkları maaş: 1500. Çarp 400'le. 600 bin. Ölen 400 kişi bir ay boyunca madende çalışsa yine de birilerinin kol saatini alamıyor. O yüzden de, böyle insanların ölmeleri olağan şeyler. Meclisin çatısı çökse, 301 kişi ölse de biz de olağan karşılasak.
Ne zaman döner hayat normale bu kişilerin aileleri için? Lütufmuş gibi basbas bağırıyorlar, 1000 lira ölüm maaşı bağlandı ailelere diye. Bizim insanımız gerçekten az rastlanır bir saflığa sahip. Hükümetimiz sağolsun, maaş bağladı derler mi yarın? 1000 liralık maaş yeter mi acılarını unutturmaya?
Başbakanının unutulmaması gereken laflarına pek çok cümle eklendi son bir haftada. Unutmadığım bir diyalog da bir protestocu ve bir polis arasında geçti. Protestocu bağırıyor: "300 kişi öldü, susacak mıyız" polis diyor ki; " Sus, git evinde yasını tut"
Bunca acının yaşandığı bir toplumda, benim gibi anormal insanlar için, normale dönmek, umut beslemek, güzel günleri beklemek gerçekten zor. Tam diyorum ki, hadi at şu karamsarlığını artık, kurtul karanlık çerçevenden. Ama olmuyor. Olamıyor. Bu topraklarda ne mümkün, ne de mümkün görünüyor. Aydınlık yarınları ben mi göremiyorum?
Bu kişiliksizin adını duymaktan, yüzünü görmekten, sesini duymaktan bıktım, sinir sistemimi çökertti resmen...tv de gördüğüm an kumandaya saldırıyorum, aynı esnada ağzımdan her türlü küfür ve beddua saçılmaya başlıyor...bu yaşıma kadar kimse için keşke ölse dediğimi hatırlamıyorum ama bu başka...bu adam bende huy değişikliğine sebep oldu...
YanıtlaSilBen de seni merak etmeye başlamıştım Burcu. Bu kadar uzun ara vermezdin. Umarım her şey yolundadır.
SilTepkilerimiz aynıymış seninle. Benim de sinir sistemim altüst oluyor. Eşim abartıyorsun diyor bazen ama resmen elim ayağım titriyor gördükçe, duydukça. Alerjik reaksiyonlar silsilesi yayılıyor vücuduma. Ben de aynı senin gibi, hiçbir kişiden bu kadar nefret ettiğimi hatırlamıyorum.
Bizim için her şey yolunda Kitapsız Kedi, hiçbir derdimiz yok akşama ne yesek diye düşünmekten başka...ama ne yazık ki bir kalp taşıyoruz, vicdanımız var, utanma duygumuz var...bunlara sahip olmasaydık hayat daha mı kolay olurdu bilemiyorum...ama ben artık eskisi gibi olamıyorum, gülemiyorum, gök yüzüne, güneşe bakıp şükredemiyorum. Sevinemiyorum onca insan ölmüşken ve daha binlerce milyonlarca insan ölümün ucunda yaşarken...bu adamlar ellerini kollarını sallaya sallaya gezerken, tehditler savururken, yaralara parmak sokarken, yüz yıl öncesinden örnekler verirken...o kadar doluyum, o kadar mutsuzum ki, içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor...umudum yok :(
Sil:( Bunun üstüne denecek bir şey bırakmadın bana. Aynen katılıyorum yazdıklarına.
SilBu kaza/ihmal/cinayet, sırasında ve sonrasında yaşananlar, açıklamalar, yumruklar/tekmeler, kişiler, geride kalan aileler/çocuklar, televizyonlarda anlatılanlar, gerçekler... Hepsi dünya üzerinde yaşanamayacak şeyler... Yukarıda Burcu'nun da yorumunda yazdığı gibi, keşke ölse, dememiştik kimseye... Dedik...
YanıtlaSilDedim. Ben de dedim, hem de her gördüğümde.
SilMaden şirketinin sahibi ve üç silahşörü utanmadan basın açıklaması yaparken, şu anda bu adam gözlerimizin önünde ölsün dedim içimden, hiç de utanmadım bunu düşündüğüm için. Daha zengin olmak için binlerce insanın insani olmayan koşullarda çalışması ve yaşamasını isteyen bu vicdansızların bu dünyada yeri yok diye düşündüm. Ne yazık ki asıl suçlular hala dışarda ve her gün televizyona çıkıp bize nutuk atıyorlar! Psikolojimizi nasıl koruyacağız bilemiyorum...
YanıtlaSilNedense hep bizler utanıyoruz, utanması gerekenlerin yerine. Biz utanıyoruz ve asıl suçlu ülkenin anasını ağlatmaya devam ediyor.
SilÜlkemdeki bu anormalliği 13 senedir çekiyoruz, aslında hiç bir şey normal gitmiyor da bizi de delirttiler...Eskiden her bir şeyde sayğı, sevgi vardı. Ya da benim zamanım öyle geçti. Yapılan hataları biliyoruz ama elden bir şey gelmiyor. Tutsak gibiyiz. Güzel yazılar için teşekkürler, sevgiler.
YanıtlaSil