Uzak kaldım buralardan. Ders çalışmaya başladım artık. Akşamları yemek yedikten sonra yarım saat oyalanma hakkı tanıyorum kendime. Sonra oturuyorum dersin başına, uyuyana kadar. Önceden saat 10 da yatağa girerdim, şimdi biraz uzattım; 11 gibi yatıyorum. Yavaş yavaş uzatıcam süreyi, amaç 12'de yatmak. Hiç öyle gözlerinizi aça aça bakmayın, uykuyu çok seviyorum ne yapayım. Benim için çok geç bi saat 11'ler 12'ler :)
İşyerinde de yoğunum. Hem çalışma arkadaşım izne ayrıldı, hem de işlerin yoğun olduğu bir dönem. Fırsat buldukça bloglara bakmaya çalışıyorum aralarda.
Cuma günü evlilik yıldönümümüzdü. 5. yılımızı doldurduk. Alsancağa gittik, yemek yedik, birer bira içtik sahilde. Kitapçı dolaştık, kitapçının önünde müzik yapan bir grubu dinledik. Kalemlere, defterlere dokundum. Çok ama çook seviyorum, kırtasiyeyi. Ama anacım abartmışlar bunlar. Bir defterler var 80 lira. 80 lira vereceğim deftere yazmaya kıyamam ben, öyle durur senelerce o. Kalemleri hiç söylemiyorum bile, uçuk rakamlar. Kitapçılarda beni nedense bir panik havası sarıyor. Onca kitabı okuyamayacak olmanın hüznü, daha çok kitap okumalıyım telaşı. Hiç kitap okumuyorum tersine. Ders çalışıyorum diyorum ama istesem aralarda kitap da okuyabilirim. İşte yine zamanı verimli kullanamıyor olmanın sonuçları. Haftasonu hiç çalışmadım. Cumartesi eşimin arkadaşının doğumgününe gittik, pazar günü de annemle, ablamlarla kahvaltı, gezme tozma, öyle geçti.
Balkondaki kovanda çalışmalar sürüyor :) Birbirimizi izlemeye devam ediyoruz şimdilik.
Kordon'da oturmuş biralarımızı içerken, İzmir'in ne kadar güzel olduğunu konuştuk. Ve biz biralarımızı yudumlarken, komşu ülkede yaşanan katliamı düşündük. Dibimizde ne acılar yaşanıyor, ama işte ateş düştüğü yeri yakıyor. Ben gitgide daha çok korkuyorum artık. Vatanımın o hallere düşmesinden korkuyorum. Sokaklarda Suriyelileri görüyorum, geçen gün kırmızı ışıkta bir kız çocuğu geldi arabamızın yanına. Dileniyor. Küçük daha 8 yaşında anca vardır. Suriyeli. İçim parçalandı. İnsanın vatanının olmamasından daha kötü bir şey var mıdır? O küçük çocuğun suçu ne? Neden yaşanıyor bunca acı? Her gün yeni infaz görüntüleri yayınlıyor Işid belası. Tehditler savuruyorlar, ya bizden yanasınız, ya kafirlerden diyorlar. Türkiye topraklarını cihad alanı gösteriyorlar. Ben her geçen gün daha çok korkuyorum. Gerçekten çok korkuyorum.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder