Yazar Gary L.Francione hukuk ve felsefe profesörü. Amerika'da ilk kez bir üniversitenin hukuk fakültesinde hayvan hakları üzerine ders vermiş.
Francione, hayvan endüstrisinde sıkça kullanılan "insanca muamele" kavramının uygulanabilir bir kavram olmadığından bahsederek, hayvanlara "mal" gözüyle baktığımız sürece, insan dışındaki canlılara karşı uygulanan ahlak dışı muamelenin asla yok olmayacağını savunuyor.
Bugüne dek hayvan hakları üzerine okuduğum kitaplarda görüş olarak en yakın hissettiğim buydu. Yazar, hayvanların insanların "mal"ı olmaya devam ettiği sürece hayvanların acısını dindirmeye yönelik tüm hukuksal düzenlemelerin yetersiz kalacağını söylüyor ki, bunu görmemek mümkün değil. Hukuk profesörü olan yazar, Amerika'da hayvanlarla ilgili görülen davalardan da çok çarpıcı örnekler vermiş.
Arka kapakta şöyle yazıyor; "Kölelik sorunu nasıl ki kölelerin durumunu düzelterek çözülmediyse, hayvanların kurtuluşu da ancak hayvanların mal statüsüne son verilmesi ile mümkündür."
Francione, hayvan endüstrisinde sıkça kullanılan "insanca muamele" kavramının uygulanabilir bir kavram olmadığından bahsederek, hayvanlara "mal" gözüyle baktığımız sürece, insan dışındaki canlılara karşı uygulanan ahlak dışı muamelenin asla yok olmayacağını savunuyor.
Bugüne dek hayvan hakları üzerine okuduğum kitaplarda görüş olarak en yakın hissettiğim buydu. Yazar, hayvanların insanların "mal"ı olmaya devam ettiği sürece hayvanların acısını dindirmeye yönelik tüm hukuksal düzenlemelerin yetersiz kalacağını söylüyor ki, bunu görmemek mümkün değil. Hukuk profesörü olan yazar, Amerika'da hayvanlarla ilgili görülen davalardan da çok çarpıcı örnekler vermiş.
Arka kapakta şöyle yazıyor; "Kölelik sorunu nasıl ki kölelerin durumunu düzelterek çözülmediyse, hayvanların kurtuluşu da ancak hayvanların mal statüsüne son verilmesi ile mümkündür."
- Hayvanlara yönelik ahlaki tavırlarımız en hafif tabirle şizofreniktir.Bir yandan, hepimiz hayvanlara gereksiz yere acı çektirmenin ahlaken yanlış olduğunu kabul ederiz. Diğer yandan onlara acı çektirmeye devam ederiz.
- Şu ya da bu fırın temizleyicisinin ya da şampuanın "yeni ve daha güçlü" versiyonlarıyla bombardımana tutuluyoruz ve bu ürünler hayvanlar üzerinde insan sağlığı için değil, şirket karları için zorunlu olduklarından dolayı test ediliyorlar. Hayvanlara gereksiz yere acı çektirilmesine karşı olduğumuzu savunuyorsak, bir tane daha "yeni ve daha güçlü" ürüne sahip olmamızın zorunlu olup olmadığını sormak zorundayız.
Bu fotoğraflara bakmak bile acı veriyor değil mi? Bakmak bile... Sorumlusu olmak??? Bu zalimlik zincirinin bir halkası olmak? Bence daha da acı.
Yazar son bölümde; hayvanlara gereksiz yere acı çektirmeye son vermek istiyorsak, hayvanların mal statüsünü düzenlememiz değil, toptan kaldırmamız ve hayvanları, insanlar için kabul edilemez bulduğumuz yöntemlerle kullanmaya son vermemiz gerekir, der. Peki nasıl olacak bu? Yazar için de kısa zamanda pek mümkün görünmese de;
- Böylesi farklı bir dünya yaratmak için elbette bazı fedakarlıklarda bulunmamız gerekir.Örneğin hayvanları yemek gibi gereksiz bir zevkten vazgeçip hayvansal yağlarla damarlarımızı tıkamaya son vermemiz gerekir; rodeolarda ya da sirklerde hayvanların çektiği eziyetleri seyredip eğlenmeye son vermemiz gerekir, ormanda yürüyüşe çıkıp hayvanları oklarımızla ya da tüfeklerimizle öldürmekten vazgeçmemiz gerekir, onları ancak laboratuvarlarda görebilecekleri ilaçlara bağımlı hale getiren şaibeli bir bilimden vazgeçmemiz gerekir. Nihayet bazı hayvanları sevip onlara ailemizin birer üyesi gibi muamele ederken, onların hissetme yetilerinden, duygusal kapasitelerinden, kendilerinin farkında olan birer kişi olduklarından asla şüphe duymazken, onlardan hiç de farklı olmayan başka hayvanların ölü bedenlerine çatal bıçaklarımızı saplamamıza neden olan ahlaki şizofrenimize son vermemiz gerekir.
- Köklü alışkanlıklardan vazgeçmek zaman alır, ama bu, o alışkanlıkların ahlaki olduğu anlamına gelmez. Et yeme alışkanlığında da olduğu gibi, bazen tercihlerimiz ahlaki görüşlerimizi belirleyebilir, oysa tam tersi olması gerekir. Bana "et yemenin ahlaken yanlış olduğunu biliyorum, ama hamburger yemeye bayılıyorum"diyen o kadar çok insan oldu ki. Et yemeyi sevmek, maalesef, et yemeyi meşrulaştıran bir iddia değildir ve et yemeyi seviyor olmamız bir ahlak ilkesini çiğnememizi mazur göstermez. Ahlaklı olmanın önemli olduğunu düşünüyorsak, ahlakın gerektirdiklerine uymamız gerekir. Simon'un sırf zevki için köpeklere işkence etmesi yanlışsa, bizim de sırf zevkimiz için et yememiz ahlaken yanlıştır.
Evet bakmak bile dayanılmaz !! Öyle kötüyüz ki! ... Dünyayı gezen programların birinde bir çöl ikliminde adı batasıca insanlar timsahları, yılanları öldürüp tüm beden derisini 10 Dolar'a satıyordu. Üstelik işlenmiş halde. Ne aklım ne hayalim ne vicdanım ne mantığım alıyor!!! İnsan 10 USD için cana kıyabilir mi ? Dersin ki şimdi 1000 Dolar olsa olur mu ? ELbette olmaz !!! Ama o hayvancıkların hayatlarının ne kadar ucuz olduğunun göstergesi ! Peki o pis adamlar kendi çocuklarının canları için kaç para isterlerdi ? 10 dolara öldürürler miydi kendi çocuklarını? 1000000 Dolara? 100000000000 dolara?!!! Olay para kazanmak, kendine menfaat aramanın da ötesine geçmiş durumda! Adamlar ( adam da değiller) sırf yapmış olmak için yapıyorlar! Dilerim ilahi adalet işler! İyiliklerimin karşılığını istemiyorum, yaptıklarım görevlerim benim. Ama zarar verenler karşılığını görsün dilerim.. Çok doluyum çok uzattım.. Ama hala gözümün önünde olanlar...
YanıtlaSilBen de çok doluyum. İzlediklerim, olanlar, o zavallıların yaşadığı acılar benim de aklımdan çıkmıyor. Eşim izleme, okuma böyle şeyleri dedikçe daha da kızıyorum. Ben izlemesem bitecek mi onların yaşadıkları. İzlemeli, izletmeliyiz ki acılarına çözüm bulalım,bulmaya çalışalım. Kürk giyen yaratıkları alacaksın, zorla izleteceksin onlara giydiklerinin nasıl elde edildiğini. Aslında çok daha kötü planlar yapıyorum aklımda böyle şeyleri gördükçe o insanlar hakkında. Mesela aynı yöntemlerle o insanların da kürkünü yapmak gibi... Çok mu vahşice... Sanmıyorum.
SilUtanıyorum,dün bir yazı yazdım ve inekleri "mal" diye çağırdığımızı yazdım,neden "mal" dediğimizi de şimdi anladım...
YanıtlaSilŞu an okuduğun kitaptan bir alıntı : "Dil, güçlü bir araçtır. Seçtiğimiz kelimeler bir şeyleri adlandırmak ya da tarif etmekten fazlasını yaparlar; statü ve değer atfederler. "
SilCanım Ayşe, utanma. Mal olarak görülen hayvancıkların mal olarak adlandırılmasından daha doğal ne olabilir ki? Maalesef o kadar zor ki çoğunluğun bu bakışını değiştirebilmek.